-
Paşayaylası Kamp güncesi
Adından da anladınız sanırım eski zaman paşalarının sıcak Ege ikliminde kaçış yeridir paşa yaylası; serin dağ rüzgarlarının estiği
- Patikatrek
- Yol Hikayeleri
- Paşayaylası Kamp güncesi
Paşayaylası Kamp güncesi
İzmir'de 09 EYLÜL sabahı çok farklı bir coşku ile başladı... İzmir'in kurtuluşu nedeniyle, kentin nerdeyse bütün evleri Türk bayrakları ve Atatürk fotoğraflarıyla süslenmişti. Bütün şehir 83 yıl önceki o büyük coşkuyu ve kurtuluş anını aynı heyecanla yaşamak için yeni bir güne uyanıyordu... İşte böyle güzel bir sabahta, biz de farklı bir coşkuyu daha yaşıyorduk... Bu gün 2006-2007 doğa yürüyüşleri sezonumuzun açılış kampı için AYDIN'ın paşa yaylasına gitmek üzere buluşma noktamıza doğru şehrin farklı noktalarından yola çıkmıştık...
Sabah saat 08.00 de, Sakıp SABANCI kÜLTÜR MERKEZİ önündeki buluşma anımız görülmeye değerdi.Aramıza yeni katılan dostlarımız vardı.Eskilerle de uzun zamandır görüşememenin heyecanını birlikte yaşadık. Grubumuzun en genc üyesi Bozdağ Aslanı sevgili TOYGAR ve Patikatrek çocuğu sevgili Anıl araç içinde her zamanki yerlerini almıştı.Kaçkarların ECE'sinden sonra bu faaliyetle birlikte artık bir ECE'miz daha oldu... O da ilk kez aramıza katılan genç arkadaşlarımızdan biriydi ve faaliyet suresınce sevecen tavırları ve uyumlu davranışları ile bize gelecekte bu yolda yapacağı güzel işlerin mesajını verir gibiydi.Sanırım iyi bir sporcu daha kazandı grubumuz... Hoşgeldin Kücük ECE... Bu faaliyet hakkındaki gözlemlerini senden de bekliyoruz unutma...
Faaliyetin gercekleşmesinde büyük emek harcayan ve yoğun iş trafiğim esnasında yükümü paylaşan sevgili Birol senin için özel bir parantez açmak isterim ama bilirim ki sen de övgüyü pek sevmezsin...Bize kazandırdığın yeni dostlar için ve faaliyet anında gösterdiğin çaba ve emeğin için çok teşekkür ederim... Hele hele Sevgili Seracettin abi ile birlikte bizlere sunduğunuz Türk Halk müziği konseri gercekten övgünün de çok üstünde bir değerde idi bizler için... Bu konserin benzerlerini, kampta olamadıkları için paylaşamadığımız diğer dostlarımız için en kısa zamanda yeniden organize etmeni diliyor ve bekliyoruz..
İzmir - AYDIN oto yolundan Aydın merkeze ulaştıgımızda saat 09.30 olmuştu. Gima mağazası önünde verdiğimiz kısa bir kahvaltı ve alışveriş molası sonrasında 1.640 m rakımlı Paşa yaylasına doğru araç ile tırmanmaya başladık...
Yaz mevsiminin bölgede ne kadar sıcak geçtiğini çevreye baktığımızda kolayca anlayabiliyorduk.Zeytin ağaçları ve incir bahçeleri ile cevrili dik vadilerin yamaçlarından yeşil renk nerdeyse tamamen çekılmiş, hüzünlü ve bir o kadar da tehlikeli bir hal almıştı...Kurumuş otlar uzerınde yururken, sürtünmeyle bile her an alev alacakmış gibi korkarak hareket ettik.
Paşa yaylasında Ceviz ağaçları ile çevrelenmiş kamp alanımaza vardıgımızda saat 11.30 olmuştu. Kampın kurulmasından sonra bir grup arkadaşımızla biz zirve yolunu tutarken,diğer bir grup da kapmda kalarak hem dinlenmeye hem de akşam için hazırlık yapmaya başladılar. Saat 14.45 de başlayan zirve tırmanışımız esnasında güneşi arkamıza almamıza ve gölgelık alanları tercıh etmemıze ragmen gunesın yakıcı sıcaklıgından uzunca bır sure etklılendık.Ama tırmanıs rotamız uzerındekı cevızlık alanlarda kısa molalar vererek ve bu molaları taze ceviz yiyerek değerlendirdik... Keyflı ve neşelı bir tırmanış oldu.
1.640 m.lik zirvedeki yangın gözetleme kulesıne ulaştıgımızda üzücü yangın haberleri aldık moralimiz bozuldu... Bozdoğan ve Dilek yarımadası yanıyordu... Yukselen dumanları kuleden gormek mumkundu..
Dönüşe geçtik... İniş esnasında telsizimizden Tunay'ın anonsu geldi... "Yaylada ekmek bulabilirmiyiz gelirken bakabilirmisiniz" diyordu... Şaşırdım..."Onca ekmek ne oldu " diye sorduğumda," Kampda ekmek canavarları " oldugunu soyledı... Meğer bizim TOYGAR temiz havanın etkısımı yoksa sağa sola kosturması sonucu harcadıgı asırı enerjıden mı bılınmez nerdeyse ekmeklerın tamamına yakınını sandwic yaptırıp yemiş.. :)) (Dilime düşme demedim mi Toygar ?)
Kampa saat 18.30 da döndük. Akşam yemeği hazırlıklarını kısa surede tamamlayarak orta yere kurulan Halil İbrahim soframızın etrafında toplanarak akşam yemeklerımızı yedık...Mönü oldukca zengın...
Ymek sonrasında Sevgili Birol ve aramıza yeni katılan Türkü ve insan dostu değerli abimiz Seracettin beyin o müthiş ve doyumsuz Türkü konseri başladı...Bu konseri öyle söz ile anlatmak mümkün değil...yaşamak gerek... Gecenin ilerleyen saatlerinde Dolunay ışığında devam eden Türk Halk Müziği konseri gecenin ilerleyen saatlerine kadar yani saat 01.30 kadar devam etti. Nerdeyse 5 bucuk saat suren konser sonunda turkuye doymus olsak da cadırlara gırmek ıcımızden gelmedı... Gecenin finalını yıldızlar ve muthiş bir dolunay ısığı aldında içilen sıcak caylar ıle tamamladık.
Ağzınıza,nefesinize,yüreğinize sağlık dostlar...İyi ki sizi tanıdık ve sizlerle olduk... ne iyi ettiniz de geldiniz...
Ertesi sabah saat 09.30 bu kez cam ağaçlarının gölgesinde sabah kahvaltısı için bir araya geldik. Kahvaltı sonrası kampımız toplayarak çadırlarımızı araca teslim ettık ve butun grup birlikte orman içinden saat 14.45 e kadar doğa yuruyusü yaptık... Günün finalini ise Belevi'nde Ahmet abinin yerinde Çöp şiş ve beraberinde ayran ile yaptık...
Saat 18.30 da İzmir'e ulaştığımızda haftaya BOZDAĞ doğa yuruyusumuzde buluşmak için sözleşerek ayrıldık...