Haftasonu Doğa Yürüyüşü
Gectiğimiz hafta boyunca İzmir'e aralıklı olarak yagan yağmur,hafta sonlarını doğayla başbaşa geçiren,doğa yürüyüşlerine katılan doğa severlerin keyfini hafta içinde kaçırmıştı zaten.Ama belki açar bekleyişi ile sönmeyen umutlar da vardı..Öyle ki pazar Sabahlarında bir şenlik yerine dönen KONAK meydanı da yağan yağmurun hüzünlü ve kasvetli havasını soluyordu sanki..Meterolojiden gelen haberler PAZAR gününü yağmurlu gösteriyordu.Ancak belki gözlerden kaçan küçük bir ayrıntı vardı,O da güneyden esecek olan ve yer yer hızı saatde 50 Km ye ulaşması beklenen rüzgar...Tecrübelerimiz bize bu rüzgarla yağacak yağmurun sürekli olmayacağı doğrultusunda bir mesaj gönderiyordu.Ki öyle de oldu...
Fotograf grubumuz yağmur ve uygun olmayan hava ve ışık koşulları dolayısıyla haklı olarak KARDELEN YAYLASI programımıza katılamama kararı almıştı . Gece boyunca yağan yağmur dolayısıyla nasıl olsa iptal olur diye yataklarından ayrılamayan arkadaşlarımızı da ekleyince KARDELEN YAYLASI programımızı ertelemek durumunda kaldık..Mesafenin uzaklıgı ve sadece doğa yürüyüş grubumuzun varlığı düşünülünce, o kadar uzak mesafeye ulaşım da ekonomik külfet demek ti.. KARDELEN çiçeklerini görüntülemek için zaten değiştirmiş olduğumuz esas rotamıza döndürüverdik yüzümüzü... Bu, kardelenlerden bu sene ikinci vazgeçişimiz oluyordu...Bundan sonra da, ancak özel bir talep gelirse ki, o da belki bir ya da iki hafta içinde olursa,ancak o zaman gitmek şansımız olabilir KARDELEN YAYLA'sına...
BALÇOVA sağlık ocağı yanındaki küçük kahvede sabah çaylarımızı içtikten sonra saat 09.15 de yola düştük..Daha mahalle içinden çıkmadan eski grubumuzdan tanıdık bir dosta rastladık..ANA'ya...sarıldı,tek tek öptü hepimizi,hasret giderdik...
Teleferik aşıtına ulaştığımızda rüzgarın şiddetini de iyiden iyiye hisseder olduk.Rüzgardan etkilenmemek için de BARAJ vadisine inip vadi boyunca yükselme kararı alıverdik.Ancak bizi bekleyen bir süpriz daha vardı.O da,yağan yağmurlarla su seviyesi bir hayli yükselmiş olan BARAJ göleti. Mevsim normallerinin üstünde yükselen su seviyesi karşı sırt hatdına da geçişimizi engelliyordu. Bir kez daha değiştirdik rotamızı ve vadi boyunca yükselmeye devam ettik farklı bir patikadan...
Hava sıcaklıgının 16-17 derecelerde olduğu vadide yağmura doymus toprak kokusu ve canlanan toprakla yeşil doku üzerine serpiştirilmiş gibi duran çeşit çeşit çiçekleri gözlemleyerek devam etti yürüyüşümüz..Vadi boyunca bahçelerde toprakla uğraşan,çalışan ellerle tokalaştık selamlaştık minik sohbetlerle süsledik yürüyüşümüzü.
Dereden uygun bir geçiş noktası buluncaya kadar yükselmeye devam ettik...En uygun yerden karşıya geçtiğimizde de zaman bir hayli ilerlemiş ve öğle mola saati gelmişti.. Rüzgar almayacak şekilde bir tarlanın kıyıcığına ilişiverdik.Çantalar açıldı,yemekler bir bir çıktı, ortaya serilen gazete kağıtları üzerine kurulan soframız, şenlendi...bir yandan kamp ateşi yakarken diğer yandan da kamp ocaklarında sıcak sular hazırlandı kahve ve çay keyfi için...Yağmurda ateş yakılamama ihtimali düşünülerek soğuk aperatif yiyeceklerden oluşan oğle yemeği kumanyaları iştahla ve sohbetle yendi..
Son çaylarımız içilirken aşağıdan bize doğru gelen Çoban KAZIM dede de katıldı aramıza ve sohbetimiz şenlendi...KAZIM dede ile muhabbetimizin detaylarını bir başka konuda işleyeceğiz..Çünkü araya sıkıştırılamayacak kadar güzel bir sohbetdi, öyle ya,75 yıllık bir yaşam öyküsünden alıntıların olusturduğu bir sohbeti iki satıra sığdırmak ayıp olurdu..en azından KAZIM dedeye ayıp olurdu...
Sofra toplandı,çöpler çöp torbalarına yerleştirildi ve dönüşe geçildi...Dönüş yolunda arkamızdan esen şiddetli rüzgar bizi adeta koşarak getirdi şehre...akşam çaylarımızı sigara dumanından etkilenmemek için İNCİRALTI'nda deniz kenarında içtik..Şeker yerine sohbetle tadlandırarak...
ÖNEMLİ NOT / biz hiç ıslanmadan döndük...yani yağmur bizi etkilemedi...öngürülerimiz haklı çıktı..))
Daha detaylı bilgi ve Güncel doğa Yürüyüşlerine KATILMAK İÇİN
