-
Doğa Yürüyüşü sonunda akılda kalanlar
Bu sayfalarda yaşadıklarımızı yazarak bizi uzaktan izleyenlerin de akıllarında bulunsun bazı şeyler diye düşünerek paylaşıyoruz
- Patikatrek
- Yol Hikayeleri
- Doğa Yürüyüşü sonunda akılda kalanlar
Doğa Yürüyüşü sonunda akılda kalanlar
Doğada geçirilen zamanlardan sonra bedeninizde bir sersemlik hissetseniz de geriye kalan haz paha biçilmez oluyor hep. Bilmiyorum, doğayı sevmeyip de ısrarla doğa yürüyüşlerine katılanlar var mıdır,ama bizler her pazar doğa yürüyüşü amaçlı buluşmamızda aşkların en güzellerinden birini yaşıyoruz. 14 Şubat sevgililer günü öncesinde göze batan eğlence, hediye ve tüketim çılgınlığına karşı, bu pazar yapmış olduğumuz doğa yürüyüşü erken bir kutlama gibiydi aslında..Dile getirmeye fırsat bulamasam da hissettiğim,doğa ile birlikteliği gönlüne sığdırmış insanların "sevgililer günü" kutlamasıydı sanki...Her fırsatta doğa yürüyüşleri sayesinde kucaklaştığımız doğa ile sevdamızı yaşadık bir kez daha...Sert esintileri ile ürpertip,güneşi ile ısıtıp, bulutu ile gölge edip beş duyuyu da harekete geçiren doğa ile bir arada olmak hep güzel,yine güzeldi...Bitmez hiç onunla yaşadığımız aşk...
Bu hafta sonu ekibimizle Keltepe'ye yürüdük.Armutlu'dan başlayan doğa yürüyüşümüzde güneş bizimleydi çokça. Bir ara yüzünü asar gibi oldu.O ara bulutlar bir kaç yağmur damlasını bizden esirgemedi.Sonra yine güldü yüzü. Esti rüzgar ara ara..Ama güneş hep içimiz ısıttı.Kar da vardı yer yer...Yeşil-beyaz cümbüşünü siz hayal edin artık... Hele hele öyle bir yerde soluklandık ki görülmeye değerdi...Manzarada Çıplakdağ,Mahmut Dağı,Gelindağ,Nif Dağı,biraz ileri de Spil ve en gerilerden bile kendini gösteren Dumanlıdağ....Karlı zirveleri ile hepsi ışıl ışıl ve görkemli...
Artık güneşli günleri bekliyoruz biz buralarda...Hepsi bu kadar işte;İzmir'de kış kıyamet denilen...Hani bir kaç soğuk gün daha, belki bir iki gün sulu kar ..Uzun uzun yağmurlar da olur belki...Ama bademler çiçeklendiler.. Aldanmışlar mıdır ki?Bizim bahçedeki badem için annem şöyle diyor..."Güneşi görünce aldandı!"...Nasıl güzel bir aldanıştır bu?Pespembe bir duruş,kışa rağmen...
Badem ağaçlarının bu tatlı şımarıklığına karşılık ,Kardelen'ler buğulu ve mağrur güzelliklerini narince göstermeye başlamışlar...Korkak ve utangaç....Biz de onları görmek istedik..Güzelliklerinden nasiplenmek belki de....Onlar da bizi üzmediler....Uzatmışlar artık narin boylarını...
Aslında hepimiz az çok biliyoruz Kardelen'leri...Ama yine de onlar hakkında bir kaç bilgiyi paylaşmak isterim.Bir çenekli ,çiçekli bitkiler familyalarından biri olan Nergisgiller(Amaryllidaceae) içinde sınıflandırılan Galanthus cinsi bitki türlerinin ortak adıdır Kardelen...Çok yıllık,soğanlı ve otsu bir bitkidir.Kar Çiçeği,Kış Çanı gibi isimleri olsa da halk arasında Garipçe,Öksüz Ahmet,Aktaş,Boynu Bükük,Karga Soğanı,Akça Bardak olarak bilinir...Aslında şu Öksüz Ahmet ve Karga Soğanı denmesinin de mutlaka bir hikayesi olmalı..Keşke bu yazıyı okuyan biri bilse de bizimle paylaşsa...
Mesleğim açısından bakınca da Kardelen çok değerli bir bitki aslında...İçerdikleri alkaloidler ve lektinler nedeniyle ilaç olabilme özelliği taşıdıkları için pek çok araştırmaya konu oluyorlar.Halk arasında toprak üstü kısımları kalbi kuvvetlendirici,mideye iyi gelen ve adet söktürücü etkileri nedeniyle ilaç olarak kullanılıyor.Toprak altı kısımları ise taze halde iken ezilerek çıbanları olgunlaştırmak için lapa olarak kullanılıyor.
Türkiye'de 14 türü doğada kendiliğinden yetişen bu güzel bitkinin bazı türleri ihraç edilmekle birlikte ,bazı türlerinin de soğanlarının toplanarak ihraç edilmesine yasak getirilmiş.Tabi pratikte ne kadar uygulanıyordur araştırmak gerekir!
Şimdi gelelim bizi en çok ilgilendiren bölüme...Kardan sonra,buzlu havalarda narin gövdesini uzatıp ters çiçeklerini açmaya başlar Kardelen...Bu mevsimlerde rüzgar ve yağış fazlalığı nedeniyle koca koca ağaçlar devrilirken ona bir şey olmaz.Işığı sever,ıslak ve nemli toprak ister .Ama en çok da rahatsız edilmek istemez.Çünkü çiçekler biterken tohumlar oluşuyor...O tohumlar havada uçuşup yeni bir yerlerde yeni kardelenlere öncülük ediyor.İşte bizim için en değerli bilgi bu olsa gerek....Mis gibi toprak kokusu eşliğinde ormanlar içinde yürürken ya da fotoğraf çekerken ,onun bu narin haline saygı duymamız gerekiyor...
Bir hafta sonunda daha yamaçlarda kardelenleri gözetleye gözetleye, patikalardan yuvarlana yuvarlana akşamı ettik ve Ören'de bitirdik yürüyüşümüzü...İki dev çınar ağacının arasındaki bir kahvede yorgunluk çayları içildi. Gözüm bir ara fırının camındaki "Ekşili Ev Ekmeği" yazısına takıldı..Sonrası malum...Akşam saati tükenen ekşi maya ekmek peşinde koşuldu pek tabi ki....Biraz daha erken bir saat olsa ,yöreye ait başka bir yiyeceği de tatma imkanımız olurdu belki...Nasıl sürdürebiliriz ki başka türlü geleneksel beslenme şeklimizi?Destek olmak için ,her gittiğimizde bulabilmek için "iyi ve güvenilir gıda"nın bu küçük yerlerden satın alınması taraftarıyım...Köylerin ,kasabaların bu anlamda ayakta tutulmasına katkımız olmalı...
Evet ,işte yine geçti gitti bir pazar daha..Seviyorum hissettiğim bu yorgunluğu..Memleketimin tepelerini dolaşıp, sırtlarını arşınlayıp yine eve döndüm.Bu sefer Kardelen çiçekleri eşlik etti güne..Hem dupduru bir tazelik, hem de bir o kadar buğulu ..Bembeyazdılar üstlerindeki su damlaları ile ama gönlüme renk kattılar...Mutluyum.
Hülya ŞENOĞLU
PATİKATREK ile Armutlu-Keltepe-Ören Rotası