-
Dağcılığın ilk mektebi Aladağlar
Dağcılık sporuna başladıysanız ve henüz Aladağların birbirinden muhteşem doruklarıyla tanışmadıysanız ilk mektebi pas geçmişsiniz
- Patikatrek
- Yol Hikayeleri
- Dağcılığın ilk mektebi Aladağlar
Dağcılığın ilk mektebi Aladağlar
Dağcılık ve dağlara ilgi duyan herkes en azından birkaç kez tanışmıştır ALADAĞLAR ve onun muhteşem sivrileri ile… Dağcılık sporuna ciddi anlamda ilgi duymaya başladığım yıllarda ben de tanıştım. Bu spora gönül verenler ALADAĞLAR için “Dağcılığın ilk mektebidir…” derler. Niğde’den ÇAMARDI’NA giden köy minibüsleri yaz-kış her gün,her saat kalkışlarında, içlerinde en az bir dağcıyı mutlaka taşırlar.İç Anadolu bölgesine has toprak yüzlü köy evlerinin sıralandığı,yeşil rengi sadece su kaynaklarına yakın yerlerde ve ince bir çizgi halinde görebileceğiniz yörede yol alırken, insanın içini garip bir yalnızlık duygusu kaplar.Hep uykulu gözlerle ve sabahın ilk ışıklarında gözlemlediğim köylerden geçerken,yalnızlık duygusu dışında bir de iç burkan bir yoksulluk kokusu alırım…
Niğde’den çıkan araç patates tarlalarının şenlendirdiği bozkırı ve Aladağlar ile Niğde arasındaki küçük tepeleri aştığı zaman, ECEMİŞ çayının yarattığı yemyeşil bir vaha karşılar sizi… Irmağa paralel uzanan kıvrımlı bir çizgi gibi… İnsana “su hayattır” tezini ispatlarcasına yeşil bir doku uzanır ALADAĞLAR’ın muhteşem sivrilerinin gölgesinde… Irmak kıyısındaki köyler ve hemen kıyıcığındaki meyve bahçeleri, özellikle Mayıs-Haziran aylarında ayrı bir güzellik sunar ziyaretçilerine… Meyve bahçelerinde toprakla uğraşan traktörler boş kalan zamanlarında, Emli, Maden ve Sokullu pınar gibi Aladağların giriş kapılarındaki kamp alanlarına tek tük de olsa dağcı taşırlar hep… Son yıllarda bölgeye yurtdışından gelen dağcı-gezgin ve doğa severlerin de ilgisi bölgede ayrı bir ekonomik canlılık yaratmış…
PATİKATREK grubu olarak biz de ilgimizi hiç eksiltmedik Aladağlardan... Hiç olmazsa yılda bir kez de olsa bölgeye gider olduk. Her gidişimizde de dağa taşımak için,”Aladağların en delikanlı traktörcüsü ” olarak adlandırdığımız sevgili Mehmet Şenol karşıladı bizi ECEMİŞ ırmağının kıyısında ki yol ayrımında. Ama bu kez DAĞ evinde buluştuk… Gördük ki Mehmet Şenol dostumuzun işi başından aşkın,dağa giriş çıkış trafiği oldukça yoğun… Onun zamanını çok fazla çalmamak için alelacele doluştuk traktörün römorku içine… Aladağların bütün zirveleri duman kaplı, zaman zaman kararan bulutlar belli ki doruklara yağmur bırakıyor…Acelemiz biraz da bu yüzden… Sokullupınar kamp alanına vardığımızda ise gökyüzü homurdanmaya başlamıştı bile… Çadırlarımızı kamp alanındaki çimenlik alan üzerinde kurduk ve hemen arkasından müthiş bir yağmur başladı… Gök gürültülü ve şimşekli…Aladağlar coğrafyası ile ilk kez tanışan arkadaşlarımıza dağ adeta “hoş geldin “ seremonisi yapıyordu. Yol yorgunu gözlerimiz bu eşsiz müziğin ritmine dayanamamış ve çoktan uykuya varmıştık gün ortasında.
Çadırımın üstüne düşen yağmur damlarının sesi azaldığında dışarıdan sesler de gelmeye başlamıştı… Coğrafyayı ilk kez gören arkadaşlarımız uykuyu feda edip şimdi de görüntü peşinde koşuyordu.Islak çayırlarda Ali baba ile Sevgili Yalçın’ın çayır köpeklerini fotoğraflama telaşı görmeye değerdi…Neyse ki bir ikisi onları kırmamış ve inlerinin kapısından başlarını uzatarak arkadaşlarımıza mankenlik de yapmışlar… Ben ise uyumayı tercih edenlerdendim.
Saat 15.00 gibi uyandığımda çadır içinin de ısınmış olmasından anladım ki dışarıda pırıl pırıl bir güneş var… İşte bu kaçmaz diyerek ben de kendimi çadır dışına attım…Yanılmamışım… Yağmur ile yıkanmış Aladağlar’ın batı yamaçları ve doruklarındaki bulutlar, hiçbir fotoğrafçının “hayır” diyemeyeceği fırsatlar ve ışık oyunları sunuyordu…Bir kaç kare fotoğraf ve video görüntüsü aldıktan sonra bütün grup ertesi gün yapacak olduğumuz EMBLER zirve tırmanışına hazırlık ve A-klimatizasyon için Demirkazık (3.756 m) dağının hemen dibinde uzanan NARPUZ vadisinde yükselmeye başladık… Islak kayalar üzerinden kayıp düşmemeye dikkat ederek 2.500 m seviyelerine kadar yükseldik…. Vadi içinde karşılaştığımız muhteşem ışık oyunları ve yalçın kayalıklı dik zirveler izlenmeye değer görüntüler olarak karşımıza çıktılar. “ Aladağlar dağcılığın ilk mektebidir…” diye söze başlamıştık ya… İşte o muhteşem kaya dokusu ile ve duvar şeklindeki dik yamaçlar, “ ben dağcıyım ya da dağcılık yapacağım ” diyen öğrencilerine adetasıkıysa gel tırman ve benden mezun ol” diye haykırıyordu…