-
Aladağlar Trans Yürüyüşü
Aladağlar Trans yürüyüşleri içindeki en keyifli etkinlik; çünkü doğduğum topraklardan misafir hemşerilerimle birlikte gerçekleşti
- Patikatrek
- Yol Hikayeleri
- Aladağlar Trans Yürüyüşü
Aladağlar Trans Yürüyüşü
PATİKATREK 'in organize ettiği ve SİNOP Orman Spor Kulubu Sporcularıyla birlikte ortaklaşa katıldığımız Aladağlar'ın en yüksek ikinci zirvesi olan Emler zirve tırmanışımızı ve Trans geciş faaliyetimiz esnasında yaşadıklarımızı sizlerle paylaşmak istedim. 13.06.2006 Salı günü saat 19:30 da İzmir'den hareket ettik. 14.06.06 Çarşamba günü saat 7:45 de Niğde’ye indikden sonra sabah kahvaltısı olarak çorbalarımızı içtik ve Sinop ekibindeki arkadaşlarla tanıştık. 9:30 da dolmuşla Çukurbağ köyüne hareket ettik , orada bizi Mehmet arkadaşımız traktörle karşıladı ve Demirkazık köyünden geçerek Sokullu Pınar'daki kamp yerine (1.950 m) götürdü.Çadırlarımızı kurdukdan sonra ekibin birbirini tanıması,kaynaşması ve AKLİMATİZE için ARPALIK mevkiine (2.500 m) yürüyüş yaptık ve akşam yemeğinin ardından çay ve kahvelerimizi içerek gün batımını izledik.Batan günün,Aladağların sivri dorukları üzerinde ve dağın yamaçlarında yansıyan kızıl renk müthişti.Serdar arkadaşımızın çektiği resimleri görünce bana hak vereceksiniz.
15.06.06 Perşembe günü saat 03:00 de kalkması o kadar güzeldiki yorumu sizlere bırakıyorum.Kahvaltılarımızı yaparak, kampı toplayıp çantalarımızı katırlara teslim ettik ve Sokullu Pınar'dan 14 kişilik ekibimizle parkurumuza saat 05.00 de girdik.Bu yıl içinde, KARAYALAK vadisi girişindeki kapı geçidinde çığ altında kalan arkadaşlarımızı unutmadık.Geçitten geçerken onların anısına bir dakikalık bir saygı duruşu yaptık.O anda düşündüğüm tek şey oldu, kendi istedikleri bir yolda devam ederken yaşamları sona ermişti , "ruhları şad olsun."
Karayalak vadisi içinden yükselerek Çilikbuyduran'da sularımızı doldurduk.Doldurduk doldurmasına da az kalsın ellerimiz donuyordu.Akarsuyun ağzında buzlar oluşmuş 10 sn dahi zor dayanabiliyorsunuz. Zeynel hocamızın "ellerinizi sakın suya değdirmeyin " uyarılarıyla kazasız belasız ordan ayrıldık.
Çilikbuyduran Sırtında ( 3.450 m ) Ebru yu , Bilgi hocamı ve Kevser ablayı kondisyon problemleri nedeniyle Yedigöller kamp bölgesine uğurladık.Tabiki baba olmak kolay değil, Recep abimiz arkadaşları yalnız bırakmamak için onlara eşlik etti ve aileden bir kişi zirve yapsın diyerek sevgili eşi Zehra ablayı bizimle birlikte zirveye uğurladı.
Geri kalan 10 kişilik ekibimizle saat 11.50 de EBLER zirveye ulaştık ( 3725 m ).Zirveye vardığımız anda karşılaştığımız manzara ve o anki duyguları anlatmak mümkün değil. Çoğumuzun ilk zirve tırmanısıydı ve ilk yuksek dağ faaliyetiydi.Çok duygulandık,heyecandan gözyaşlarını tutamayan arkadaşlarımız oldu.Hepinizin bu duyguyu tatmasını isterim.
Zirveden ; Demirkazığı ( 3.756m ), zirvenin hemen altında uzanan Yasemin geçidini 3.450 m, büyük gölün hemen üstündeki Direktaşı 3.510 m, muhteşem sivri kuleleri ile Kızılkayayı 3.723 m, Suner tepeyi 3.695 m, Hastahoca yaylasını, Kaldı dağı 3.734m, Alaca zirvesi 3.588m, Eznevit zirvesi 3.560 m,Karasay zirvesi 3.550 m , Avcı Veli geçidini 3.250 m ve Karayalak Vadisini görmek ve bu doyumsuz manzarayı izlemek müthişti.
Zirvede şehitlerimiz adına yaptığımız bir dakikalık saygı durusu ve atıştırmalık öğle yemeği sonrasında saat 13:10 da zirveden güzel ve zevkli bir inişle ayrıldık.Karlı bir bölgeden geçerken bizlerin kar içinde fotoğrafımızı çekmek için gruptan ayrılan Zeynel hocam, kar boşluğuna düşerek sol dizini incitti. İki gün acı çekti ama en azında şu anda birşeyi yok.O da çok sevindirici bir durum.Tekrar geçmiş olsun abiciğim.15:10 da kamp yerine geldiğimizde en güzeli önceden gelen arkadaşlarımızın bizlere sıcak çorba ikram etmeleriydi, ellerine sağlık hepsinin. Kampı kurup akşam yemeği yedikten sonra BARAZAMA' lı Ramazan'ın Kıl barında (Black Tent bar) saat 21:00' e kadar sıcak soba başında , sıcak sohbetler edildi.
16.06.06 Cuma saat 05:00 de kalktık ve kahvaltı sonrası toplanarak çantalar sırtımızda HACER boğazına doğru saat 07:50 de rotaya girdik. Esas zorluğun şimdi başladığını hepimiz biliyorduk ama kimsede çıt yoktu.Hacer boğazından inişte Birol’un bir miktarı gibi, biz de bir miktar zorlandık ama geri dönüp de baktığımızda "biz ne başarmışız " diye hayranlıktan bi daha dönüp bakıyorduk.İlk mola yerimiz Hacer boğazının Orman girişinde Ramazan'ın amcaoğlu ŞEVKET'in yörük çadırıydı. Orada nefis yörük ayranlarını içtikten sonra yürüyüşümüze devam ettik.En zor gelen de burdan sonrasıydı, çünkü hepimiz traktöre burada binme hayaliyle gelmiştik.Biraz yüksek sesle Traktör muhabbetini uzatınca, işin aslının oyle olmadıgını traktörün bizi SOĞUKPINAR dan alacağını Zeynel Hocamın tatlı sert uyarısıyla anladık.Neyseki kısa bi yürüyüşten sonra traktör geldiğinde hepimizde büyük bir coşku oluştu.Her ne kadar traktöre bindikten sonra bazı arkadaşlar "yürüsek daha iyi olurdu "dese de yine de traktörde olmak güzeldi.
KAPUZBAŞI Şelalelerindeki Duran emminin tesisine gelirken, yolda Gelin tülü şelalesini ve diğerlerini fotoğraflıyarak tesise kadar yürüdük. İzmir'den gelerek tesisde bizi karşılıyacağı sözü veren Ali hocamı gözlerimiz aradı ama işleri nedeniyle gelemediğini söyleyince fazla sitem edemedik , nede olsa" önce iş"ti bizim içinönemli olan.Akarsuyuyla , manzarasıyla ,ahşap ağaç evleriyle , yemekleriyle ( Saç kavurma , alabalık, pilav, salata , yufka ekmek,yoğurt ) onca yoldan sonra harika bir dinlenlence yeriydi.Bütün bunların üstüne DURAN emminin esprileri ve sıcak canayakın davranışları yemek ustune tatlı gibi geldi.
Akşam yemeğiyle beraber sohbetimiz gece yarısını buldu.Gece selalelere tekrar bir yürüyüş yaptık ve Duran emminin altından nehir akan MONGOLOV (!..) evlerinde derin bir uykuya daldık.
17.06.06 C.tesi sabah kahvaltısında yine hep beraberdik Duran emminin köy kahvaltısı da akşam yemeği kadar övgüye değerdi.. ve 9:40 da Sinop ekibiyle ayrılık vakti gelmişti.Onları uğurladıkdan 1 saat sonrada biz de Zamantı nehri boyunca Yahyalı'ya doğru hareket ettik.oradan da Kayseriye geçtik.Kayseride küçük bir şehir turu yaptık ve tabiki yine Kebapcıya uğramadan edemedik... sonra saat 18:00 de İzmir e geri dönüş yolculuğumuz başladı.
Bu güzel faaliyeti düzenliyen, sevgili Zeynel hocam; bizlere öncülük ederek her konuda bilgilendirip, o nefes kesen güzellikleri yaşattığınız için. Sevgili Nevin hocam ; her türlü teknik bilgiyi bizimle paylaşarak harcadığınız emek ve verdiğiniz eğitim için. Sevgili Birol ; bi miktar yiyecekleri getirip her zamanki gibi bize eşlik ettiğin için. Sevgili Fisun ; tüm yemek işleriyle ve benim hep koruyucu meleğim olduğun için. Sevgili Serdar ; Gülümsemesini yüzünden bir an olsun eksik etmeden peşimizden koşarak çok güzel fotoğraflar çektiğin için ;Sevgili Hakan, Recep abi, Zehra abla, Tuğba, Uğur, Bilgi hocam, Kevser abla,Deniz Can ve kaptan bizlerle böyle bir faaliyetti paylaştığınız için hepinize teşekkür ederim.
Daha nice umut dolu yolculuklarda beraber olmak dileğiyle, şimdilik hoşcakalın.