-
Y.Kavron yaylasında ağır hasar
- Patikatrek
- Haberler-Duyurular
- Y.Kavron yaylasında ağır hasar
Y.Kavron yaylasında ağır hasar
1.750 m.rakımda kurulmuş olan Yukarı KAVRON yaylası Doğu karadeniz bölgesinden KAÇKAR DAĞLARINA kuzeyden giriş kapısıdır. Yaylada yerleşik nufusun kalabalık olması ve bakkal,lokanta ve pansiyon gibi imkanların bulunması KAÇKAR (3.932 m.) yolcularının bu kapıyı kullanma sebeblerinin başında gelir.Kaçkar zirve (3.932.m) tırmanışı yapacak olan dağcıların dışında; Y.KAVRON yaylası, çok eski dönemlerden beri Kuzey-Güney geçiş hattı olarak da yıllarca kullanılmış... Öyle ki, her yıl yaptığımız KAÇKAR DAĞLARI TRANS geçişlerimizde bu tarihi yolları defalarca kullandık. KAVRON Tepe(3.581 m) nin güney yamaçlarında ipek yolu-Kral yolu benzeri büyük kaya kütlelerinin düzgün şekilde döşenmesi ile oluşturulmuş kalıntılara çok rastladık ve kullandık... Yerleşik halkın yaşlılarından edindiğimiz bilgiler bizi bu yolun Rize'den Erzurum'a uzanan ipek yolunun bir kolu olabileceği kanaatine ulaştırdı.
Yukarı Kavron yaylasından erken saatlerde kalkacak olan bir katır kervanı, 3.600 m lik bu yalçın kayalıklar arasındaki geçiş hatlarını kullanarak Güneydeki Sırakonaklar köyüne bir günde ulaşabilir.Sırakonaklar'da bir gecelik dinlenme ile Çoruh vadisini kullanarak İspir'e ulaşmak toplamda iki - Üç günlük bir yürüyüş mesafesi.
Yukarı Kavron yaylası son yıllarda hızlı bir nüfus yoğunluğuna ev sahipliği yapmasının yanında HELISKY kullanıcılarının da ilgi odağı olmaya başlamıştı.HELISKY, Avrupa kıtası üzerinde sayılı mekanlarda kışın yapılan,Helikopter ile yüksek dağların zirvelerine bırakılan kayakcıların zirvelerden aşağı kaymasına verilen bir spordur.Ancak bu kayak şeklini sıradanlıkdan ayıran bir şey var.Sporcular zirvelerden kaymaya başladıktan sonra onaların arkasından zirvelerde yüksek düzeyde ses bombaları atarak suni çığlar oluşturulur ve sporcular adeta çığ ile yarışarak kayarlar.
Olağan dışı şekilde yaratılan suni çığların çevreye verdiği zarar tartışılmadan bu oluşuma izin verilmesi çevrecilerin dikkatini de yöreye çekmiş ve iki yıl önce yine bu sayfadan bu satırların yazarı konunun çevre ve yaban hayatı bakımından incelenerek zarar vermesinin önlenmesini istemişti. Çünkü o dönem bazı çevrecilerden gelen bilgilere göre, suni çığlar nedeniyle olağan çığ yataklarının değişeceği, yüksek desibelli ses bombalarının yörede yaşayan özellikle yaban keçilerinin düşük yapmalarına hatda hamile kalmamalarına kadar uzanacak bir dizi çevre katliamı oluşturacağı söylenmişti. Yerel halk bu konuda uyarılmış olmasına rağmen yayla nüfusunun turizm gelirlerine umut bağlaması sonucu çok da fazla tepki oluşmamıştı.Bu kanaldan elde edilecek Turizm gelirlerinin yaylada ya da ilçe de yaşayan yerli halka çok fazla getiri bırakmayacağı,esas geliri organizasyonu yapan İsrail menşeili firmanın kazanacağı söylenmiş,Yaylanın doğal yapısının korunması ile elde edilecek turizm gelirlerinin daha fazla olacağı belki defalarca söylenmiş ama bu söylemlere itibar edilmemişti...O dönem de mail kutularımıza düşen mesajları keşke şimdiya kadar saklayabilmiş olsaydım... Şahsımıza yapılan Küfürlerin dışında turizmi baltalayan turizm teröristi olduğumuz bile dile getirilmişti.
Bu sabah aldığımız bir haber ise içimizi burktu... Yukarı kavron yaylasında çığ nedeniyle 20 civarında ev yıkılmış ve bir o kadar evde de ağır hasar var... Yukarı Kavron yaylasına her yıl cığ düşer ve evler çığlardan hasar görür... Yerel halk da evlerini önlem olarak çığ yataklarının dışına kurarak, biraz da dayanıklılığını artırarak önlem almaya çalışırdı...Hasar da hiç bu kadar çok olmazdı...
Ne diyelim... GECMİŞ OLSUN...Çevreye verdiğimiz zararların boyutu artdığı sürece,çevrenin de bize vereceği zarar bir o kadar artacaktır... Doğa ve çevre ile barışık yaşamayı öğrendiğimiz anda ise bu zararlar en aza indirgenmiş olacaktır...Bütün bu zararlar bizlerin tesbit edebildikleri... Ya tesbit edilemeyen ve etkileri yıllar sonra ortaya cıkacak olanlara ne demeli ?
Bunları kulakları yırtacak şekilde yüksek sesle dile getirmek,davulla zurna ile tellal ile duyurmaya devam etmekden başka care yok sanırım...
"Us ile uslanmayanı etmeli tekdir,tekdir ile uslanmayanın hakkı kötekdir..." Ziya Paşa