-
Mevsimin İlk Doğa Yürüyüşü
- Patikatrek
- Haberler-Duyurular
- Mevsimin İlk Doğa Yürüyüşü
Mevsimin İlk Doğa Yürüyüşü
Mevsim sonbahar,gün döndü ama hava Ege’de hala çok sıcak.Yaklaşık 01 Eylülden beri özel izinle de olsa doğa yürüyüşleri için İzmir’in çevresini dolaşıp duruyoruz. Yazı içindeki fotoğraflardan da anlayacaksınız zemin oldukça kuru ve istenmeyen durumlara gebe… Yani ormanlarımız hala yangın tehlikesine karşı hassas durumda.Yukarıda sıraladığımız nedenlerden dolayı katılımcı sporcularımızı bazen hiç de arzu etmediğimiz şekilde baskı altına alabiliyoruz.Ama bu endişemize hak vermeleri ve fazla temkinli davranışımızdan rahatsızlık duyulmaması da bizim gurur kaynağımız oluyor.En yenisinden en eskisine varana kadar bütün arkadaşlarımızın doğada takım olmanın gerektirdiği uyum sorununu aşmaları bizi fazlasıyla mutlu ediyor…
Uzun zamandan beri doğa yürüyüşü notlarımıza yine ara verdik.Bunun sebebi yoğun işlerimizin yanında biraz da tembelliğimizden… Affola… İşlerimizin yoğunluğu, web sayfamızın güncellenmesi ve bu süreç içinde izleyicilerimizin daha çok ilgisini çekecek ve onları sayfalarımızın içinde daha uzun süre meşgul edecek, faydalı uğraşıları ortaya çıkartarak yayınlamak ve daha göz alıcı bir web sayfası yaratmak telaşımızdan kaynaklanıyor.…
Gecen haftadan kalan ufak anılar ile söze başlarsam yadırganmaz umarım… Eylül başından beri doğa yürüyüşlerimizin müdavimleri hep yeni arkadaşlarımız… Eskiler yaz mevsiminin etkisinden hala kurtulamadı sanırım.Bunda biraz da Ramazan’ın etkisi olsa gerek…Kim bilir,belki devam eden sıcaklar da onları korkutuyor (!) olmalı…
Geçen haftanın başrollerinde çok sempatik ve sevimli bir güzelimiz oynadı. Sevgili Eren arkadaşımızın beş yaşındaki minik kızı ECE… Gülen gözleri,sevimli hareketleri ve onca yolu,babasına taş çıkartırcasına yürüyerek tamamlaması ile bütün grubun takdirini kazandı. En riskli geçişleri bile “Ben macera istiyorum anne !...” diye haykırarak ve oldukça temkinli yapması, onun gelecekte iyi bir sporcu olacağının da kanıtı olarak görüldü.
Minik Ece’nin yorulduğu anlar olmadı mı ? Tabi ki oldu.Öyle anlarda bazen Yüksel abisi devreye girerek bir mandalina ikramı yaptı,kimi zaman da Hale ablası devreye girerek yürüyüşü bırakıp nerdeyse dağ başlarında evcilik oynamaya kalktılar…Fatma ablaları ise en güzel şarkılarını onlar için söyledi… Yani dostlar Bayramlı – Dereköy doğa yürüyüşümüz kelimenin tam anlamıyla evlere şenlik oldu…Ne havanın sıcaklığı ne de kuruyan su kaynaklarından dolayı yaşadığımız susuzluk aklımıza bile gelmedi.
Ha !... Söylemeden edemeyeceğim,hani o yukarıda adrenalin katsayımızı artıran bir geçiş noktasından bahsettim ya… Grubumuzun yeni ve sempatik üyesi, iki haftalık kıdemi ile de artık eskiler arasında yerini alan sevgili Berna’nın işte tam o geçişi tamamladıktan sonra, haftanın kaytarıcısı olarak seçtiğimiz partneri Derya’yı cep telefonundan bir arayışı ve o geçiş anını bir anlatışı vardı ki,o duygu yoğunluğunu buradan benim aktarmam gerçekten mümkün değil… Hele de sevgili Deniz’in, haftanın ikinci kaytarıcısı olarak seçilen eşi İnanç olmadan katıldığı bu ilk yürüyüşü esnasında, o kritik geçişleri elinden tutulmadan kendi öz güveni ile tamamlaması, izlenmeye değer bir başka gurur anıydı…Ayağındaki soruna rağmen hiç şikayet etmeden parkuru tamamlayan sevgili Nursel seni de unutmadık…Hepinizi kutluyorum sevgili dostlar…Minik Ece,Nursel,Berna ve Deniz en başta sizi tabi…
Bu hafta ise grubumuzda tamamen yeni yüzler vardı hepsi birbirinden değerli…Geçen haftanın kahramanları çeşitli nedenlerden dolayı bu hafta izinliydiler…Bu haftanın kahramanları mı ? Vallahi yalan söylemeye gerek yok bu hafta herkes kahramandı. Geçtiğimiz haftaki Ovacık Yaylası parkurumuzu hem yolun uzaklığı, hem parkurun uzunluğu, hem de su kaynaklarının azlığından dolayı aramızda yaptığımız oylama ile gelecekte bir güne erteledik. Nereye mi gittik ? Biz de parkur çok.Yürüyüş grubu sayımızın kontrollü azlığı ve yöredeki parkur portföyümüzün zenginliği dolayısıyla yürüyüş esnasında bile parkuru değiştirerek kolaylaştıracak esnekliğe sahibiz…Sayısal çoklukların içinde kaybolmaktansa sayısal azlığımız ile daha kaliteli ve daha keyif alınarak tamamlanacak doğa yürüyüşlerinden yana hep tavır aldık ve uyguladık… Kararlılıkla uygulamaya da devam ediyoruz.
2008 yılı doğa yürüyüşlerimizde maksimum katılımcı sayımızı 30 olarak belirledik.Peki daha fazla talep olursa ne olacak dersiniz,bu zaman kadar hiç kimseye hayır demedik.Kayıt yaptırmadan Pazar sabahı aramıza katılmaya karar verip gelenler bile olsa Limit aşımlarında en fazla 30 dakika içinde ikinci bir araç ile ikinci bir 30 kişilik ekibi de oluşturabilecek bir dinamizme ve yapıya sahibiz. Aynı parkuru kullanmak şartıyla ikinci ekibi de kontrol edip,sevk ve idare edecek, liderlik yapabilecek yeterli sayıda pırıl, pırıl arkadaşlarımızın varlığı bize bu gücü veriyor. Gerek duyduğumuz anlarda bu gücü de devreye sokup kullanmaya hazırız.Size bu hafta nereye gittiğimizi söyleyecektim değil mi ? Nerden nereye geldik…Kusuruma bakmayın siz…
Efendim bu hafta Pınarbaşı’ndan Rasathane,Kurutepe zirvesi ve oradan Hasanağa çeşmesinde öğle molası vermeyi hedefleyerek Kaynaklar ’da doğa yürüyüşümüzü sonlandırmayı programladık… Ancak,Hasanağa çeşmesine, havanın aşırı sıcaklığından dolayı aşırı sıvı kaybı ve su kaynaklarının maalesef içim kalitesinden uzak ve bozulmuş olması sebeplerinden ulaşamadık. Yürüyüş esnasında arkadaşlarımıza işkence yaşatmaktansa ve onları Arizona çöllerinde “Su, su !.. “ diye haykıran kovboylar gibi görmek istemediğimizden Kurutepe zirvesinden sonra parkurumuzu tekrar değiştirerek biraz daha kolaylaştırdık. Öğle molasını Kurutepe’nin eteklerinde çam ormanları içinde verdik. Soframızı koca bir çam ağacının gölgesine kurduk.Sabahtan temkinli olarak doldurduğumuz termoslarımızdaki sıcak su ile çay ve kahve keyfimiz de yapmayı unutmadık…Sevgili Elçin’in annesi mi yoksa kendisinin mi yaptığını hala anlayamadığımız kekleri ve değme pasta yapımcısına taş çıkartırcasına damağımızda tadı kalan tatlı çeşitlerini anlatmak istemiyorum eksik bir şey kalır diye. Umut ve Sakine’nin Patates salatası ve tabiki grubumuzun kıdemli aşçısı Yüksel kardeşimizin brokoli salatasına da değinmeden geçmek olmaz. Ayrıca sessiz ama istikrarlı sağlam hareketleri ile sevgili GÜLŞEN, yol boyunca süren dostca sohbeti ile Pervin hanım sizleri de unutmadık... Sevgili Elif, grubun eski üyelerine performans methiyesi düzmüyoruz biliyorsun... :)))
Yemek sonrasında Dr. Zeynep ve Dr. Osman hocanın çam ağacı gölgesindeki yarım saatlik uyku keyfi öğle sohbetimizin konusu oldu… Osman hocam fotoğrafların ben de unutma… :))) Doğa yürüyüşümüzün öğleden sonraki bölümü biraz daha enerji dolu ve oldukça keyifli bir iniş ile tamamlandı.Kaynaklar köy merkezine girerken sokak içlerinde burnumuza gelen Hamsi tava ve sıcak ekmek kokusu hepimizin iştahını kabarttı… Köy kahvesinde yeni demlenen sıcak çay eşliğinde yenen sıcak pide ve öğleden kalan peynir, domatesten teşekkül akşam sofrasında her şeyden önemlisi SEVGİ ve ARKADAŞLIK vardı… Ve onca yorgunluğa susuzluğa rağmen yüzler ve gözler hala gülüyordu… Bir sonraki haftanın programında tekrar birlikte olmak için sözleşerek ayrıldık birbirimizden…
İyi bayramlar efendim… Bayram sabahlarının güzelliğinde şeker gibi nice güzel günler diliyorum… Şahsım ve PATİKATREK grup üyeleri adına…Neşeniz bol olsun…