-
Kurudere Kanyonu Doğa Yürüyüşü
- Patikatrek
- Haberler-Duyurular
- Kurudere Kanyonu Doğa Yürüyüşü
Kurudere Kanyonu Doğa Yürüyüşü
Doğa yürüyüşü dediğin biraz da keyfli ve eğlenceli olmalı… Şehirden uzaktaki sade ve bozulmamış yaşamları keşfetmek için, doğa yürüyüşü faaliyetlerine katılmak, şehir insanın yakalayabileceği en büyük ayrıcalıktır.Güneşli bir sonbahar sabahında, küçük bir köy kahvesinin bahçesinde yudumlanan bir bardak sıcak çay keyfi, genellikle sabah namazından sonra eve gitmeyen yaslı amcalar ıle kurulan sıcak sohbetler ile daha da bir şekillenir. Ama bu Pazar maalesef bu keyfi yakalayamadık…
Uzun zamandan beri girmeyi düşündüğümüz KURUDERE kanyonuna bu hafta girmeye karar verdiğimiz de rotamızı Pazar sabahı Kemalpaşa’nın Kurudere köyüne çevirdik…Sabah evden getirdiğimiz peynir ve zeytinlerimize katık yapmak için Kemalpaşa’dan sıcak ekmeklerimizi aldık ve oyalanmadan ayrıldık…
Kiraz bahcelerinin arasından kıvrıla kıvrıla yol alırken sonbahar’ın kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladığını da gördük…Yapraklar sarıdan kahverengine doğru dönmeye çoktan başlamışlar… Yağmurda yıkanmış böğürtlenlerin tadı tuzu kalmamış…Ceviz ağaçlarının dallarında kabukları çatlamış birkaç ceviz kalmış o kadar… Çınar ağaçları kurak giden yaz’ın susuzluğuna inat hala direniyorlar sararmamak için… Kurudere köyüne geldiğimiz de her zamanki sabahlardan farklı bulduk… Ramazan’ın etkisinden olmalı ki sadece köy bakkalı var görünürde…tek başına dükkanın önünü temizliyor… Köy meydanındaki kahvenin kapıları belliki sahurdan sonra kapanmış…Hava da iyice serinlemiş… İki lokma kahvaltı yapana kadar üşüdük…
Kanyon ile ilgili son bilgileri ve su durumunu köy bakkalından sorduk ve öğrendik… Kanyona girmek için zaman uygun…su tutmamış daha…Su tutmayı bırak,kayalar nemli bile olsa yürümek ve yol almak çok zor…
Doğa yürüyüşü için en uygun mevsim…Hava sıcaklıgı yaklaşık 20 derece… Ekip de sağlam… iyi bir doğa yürüyüşü için bütün şartlar elverişli… Köyün hemen içinden dere boyunca yürümeye başladık… Derenin sağ yamacında Arıcılar çalışmakta…Kovanlardan bal alıyorlar…Arıların hepsi dışarıda… Aradaşlarımızı arılara karşı dikkatli olmaları konusunda uyararak hızlı adımlarla bölgeden ayrıldık
Kanyona girinceye kadar dere boyunca çınar ağaçlarının gölgesinde ve dereden akan suyun tatlı senfonisi eşliğinde güzel sohabetlerle süslenmiş bir satlik bir yürüyüş sonrasında nihayet KANYON girişine geldik. Kısa bir bilgilendirme ve yürüyüş esnasında dikkat edilmesi gereken hatırlatmaları yaptıkdan sonra kanyon içindeki doğa yürüyüşümüz de başlamış oldu… Hemen önüme grubumuzun sevimli maskotu sevgili Toygar’ı alarak ve onu da zaman zaman uyarıp bilgilendirerek kanyonun derinliklerine doğru yol almaya başladık… Kanyon Son yağmurlardan etkilenmiş gibi görünüyordu ama kucuk de olsa bir sel izi vardı… Toplu halde biriken çalılıklar bazı geciş noktalarında küçük sorunlar yaratsa da en ufak bır sıkıntı yasamadan kanyon gecişimizi umdugumdan da kısa zamanda tamamladık.
Nif dağının doğu yamacındaki alabalık çiftliğine ulaştığımızda saat 13.30 olmuştu…nerdeyse tam programladığımız gibi… Mangallar yakıldı alabalıklar ızgaralara dizildi ve yaklasık ıkı saatlik keyfli ve bol kahkahalı bir öğle dinlencesi yaşadık… O doyumsuz keyfin üstüne öğleden sonraki doğa yürüyüşü safhasına kimse katılmak ıstemese de saat 15.15 de dönüş için yola cıktık…Çam ormanları içinde zaman zaman çınar ve ceviz ağaçları ve meyve bahçeleri içinden yol alarak saat 18.10 da Kemalpaşa’ya ulaştık…Akşam çaylarımızı meydanın hemen altındaki kahvede yudumladık ve ayak kaslarımız fazla sogumadan,Fırından sıcak, akşam iftar pidelerimizi de alarak, İzmir’e dönüş için hareket ettik.