-
Kurudere Kanyon Yürüyüşü ve çevre temizliği
- Patikatrek
- Haberler-Duyurular
- Kurudere Kanyon Yürüyüşü ve çevre temizliği
Kurudere Kanyon Yürüyüşü ve çevre temizliği
İzmir’in yakıcı sıcaklarından kurtulduk artık… Koca bir yaz geride kaldı.Çoğumuz nasıl geçtiğini anlamadık.Pür telaş içinde yaşadık ve geride bıraktık.Doğa yürüyüşleri mevsimini,Ramazan dolayısıyla bütün gruplar gecikmeli açarken biz erken başladık.Doğa yürüyüşlerine gitmek ve doğanın içinde olmak için sayısal bir kaygımız ya da kavgamız olmadığı için erken başlamakta mahsur görmedik.İyi ki de başlamışız,yeni yüzler gördük,eskilerle hasret giderdik.İşini gücünü bırakıp ta uzaklardan Ankara’lardan gelenler bile vardı…Yılın ilk doğa yürüyüşü olduğu için bir çok dostun, başladığımızdan hala habersiz olduğunu tahmin edebiliyoruz.Aylardır suskun olan telefonumun aralıksız çalmaya başlayacağı günlerin gelmesi yakındır, …Bu doğa yürüyüşümüzün benim için en farklı olan yanı,Filiz ile sabah evden birlikte çıkmak ve akşam birlikte dönmek oldu… Evlendik ya !...
Farklılıklar bu kadar da değil... Sırt çantalarımızın içinde devamlı bulunan olağan eşyalarımızın arasında bu kez Hantal boy çöp poşetlerimiz de vardı. Bir ay kadar önce başlattığımız “YEŞİLİNİ KAYBEDEN,YAŞAMINI KAYBEDER” çevre koruma ve temizlik kampanyası kapsamında KURUDERE kanyonunu çöp ve katı atıklardan temizlemek üzere yola çıkıyoruz.
Kurudere Yeni adıyla NAZARKÖY,İzmir Kemalpaşa sınırları içinde…Nazarköy, üzüm bağları,zeytinlikleri ve her çeşit meyvenin dal verdiği meyve bahçeleri ile KURUDERE kanyonun çıkış ağzında yemyeşil bir doku içinde saklı.Kurudere kanyonu ise NİF dağının zirvelerinden kopup gelen yağmur ve kar sularının asırlardan beri kayaları ilmik, ilmik oyarak oluşturduğu,çam ormanları arasında;içindeki çınar ve defne ağaçlarının serinliğiyle girenlere hoş bir serinlik sunan, İzmir ve yöresinde görülebilecek en güzel doğal alanlardan birisi…Kanyon ortalama 3-4 Km uzunluğunda ve en son noktasında iki kola ayrılıyor.Sol tarafı Gelin dağının eteklerine kadar uzanırken,sağa ayrılan kol hemen biraz ilerde çınar ve ceviz ağaçlarının gölgelendirdiği bir dere oluveriyor.Derenin son noktası ise Nif dağı zirvesinin doğu yamacı.Bu yamaçta yine çam ormanları içinde bir de Alabalık üretme çiftliği var ki zaman,zaman ziyaretçi kabul ediliyor.Ücreti karşılığında alabalık yeme imkanınız var,ancak kendin pişir kendin ye usulünce…
Yılların KURUDERE köyü bu sene adını da değiştirmiş.Köy halkının çoğunluğu bahçecilik, tarım ve arıcılık ile uğraşıyor fakat köyü meşhur kılan esas konu Nazar boncuğu… Son yıllarda Çin malı plastik nazarlıkların pazar payının neredeyse tamamını ele geçirmesine rağmen,ata yadigarı camdan mamul,öz hakiki nazarlık imal eden birkaç ocak,inatla yaşama savaşı veriyorlar.Kurudere’nin yeşil meyve bahçeleri arasında Perşembe ve Cuma günleri hariç yaz kış tüten bacalar bu ocaklara ait…Duyduk ki şu anda köyde ancak dört ocak kalmış.Fotoğraf grubumuz ile birlikte bu güzel köye bir kez daha gelmek kararı alıyor ve sabah saat 09.50 de kanyona girmek üzere bahçelerin arasından yürümeye başlıyoruz…
Hava acık ve güneşli… sıcaklık 25 ‘C civarında…Kanyondan esen serin bir rüzgar saclarımızı yalayıp geçiyor.Dere içinde kuyu açma çalışmaları var…Belli ki kuraklık bahçe sahiplerini arayışa itmiş.Çınar ve Ceviz ağaçlarının gölgesinden yürümeye devam ediyoruz…Orman yolunun bittiği yerden sola dönerek kanyona girdik.Hemen daha bu noktada çöp poşetlerimiz de kabarmaya başladı… Pet şişeler,naylon poşetler,piknikçi artıkları bir,bir poşetlerimize düşmeye başladı.Zaman,zaman 1 m.ye düşen kanyon duvarları arasından ve dehlizlerden geçerek ilerlemeye devam ettik.
Ekibin nerdeyse tamamı kanyonu ilk kez ziyaret ediyorlar…Gözler ilgi ve merakla inceliyor çevreyi… Fotoğraf makinelerinin flaşları peş peşe çakıyor.Fotoğraf merakı yüzünden grup içinde küçük kopmalar oluyor.Zaman zaman uzak kalıyoruz birbirimizden…Normal de 1,5 saatte çıkılan kanyondan ayrılış süremiz de uzuyor tabi.Kanyon içi yürüyüşler her zaman zor ve risklidir.En çok karşılaşılan olay ise ayak burkulmasıdır… Kayalardan atlarken yaşanacak ufak bir dikkatsizlik olmadık yaralanmalara sebep olabilir…Dere yatağının kuru olmasından dolayı zemini kaplayan kurumuş yapraklar ise farklı bir tehlike… Kayaların arasındaki boşlukları dolduran yaprak dolu zemine eğer dikkatli basmazsanız başınıza gelecek olanı da bilmiyorsunuz demektir. Uyarılarımız sonuç vermiş olmalı ki en ufak bir sorun yaşamadan kanyondan ayrıldık, sadece bendeki ve ortalama 7 Kğ.lık çöp torbası ile.
Öğle molasını Balık çiftliği altındaki Ceviz ağaçlarının altındaki derede su kıyısında verelim dedik… Ancak orman idaresi zemin temizliği yapıyor ve ceviz ağaçları da budanmış,çınarların bazıları da gençleştirme uğruna kesilince gölge diye bir şey kalmamış… Dereden azıcık da olsa devamlı akan suyun kuruması ise ödülümüzün diğer kısmı oldu…Doğada bu gibi durumlara alışığız...Allah’tan susuzluk için önlem almıştık, hazırlıklıydık. Orman içindeki ağaç diplerinin yangına karşı hala hassas olması sebebiyle odun istiflerinin gölgesinden faydalanarak öğle yemeklerimizi yedik.Yemekleri anlatmaya gerek yok… Mübarek ramazanda günaha girmeyelim şimdi (!)...
Doğa yürüyüşümüzün öğleden sonraki kısmı çam ağaçları ile çevrili orman yolundan devam etti.Orman içinde zemin temizliği yapan orman işçilerinin konakladıkları kamp alanı ve çevresindeki inanılmaz orandaki çöp ve atık madde dikkatlerden kaçmadı… Kemalpaşa Orman Bölge şefliği durumdan haberdar edildi.Kampın toplanması esnasında katı atık temizliği ve çevre kontrolü yaptıktan sonra işçiler bölgeden ayrılıyorlarmış… Haber içimizi serinletti…Yoksa onca çöpü şehre taşımak için bize çöp torbası değil kamyon gerekir…
Günün son ışıkları ile birlikte köye geri döndük…Nazarköy’ün katı atıklarını toplamaktan sorumlu olduğunu öğrendiğimiz Murat’a yaklaşık 10 Kğ gibi bir sermaye (!) bıraktık… Köy meydanında her Pazar kurulan nazar boncuğu tezgahlarına kısa bir süre göz attık… Sembolik de olsa köy ekonomisine katkı sağladık…Biraz da kahvecinin ramazan ayı ekonomisine katkı sağlamak üzere köy kahvesine geçtik… Akşam çaylarımızı yudumladık keyifle… İlk doğa yürüyüş günü için biraz yorulmuş olarak bindik araçlara…
Önümüzdeki hafta Bağyurdu – Zeybek pınar vadisini temizlemek ve bunu yaparken biraz da KIZILCIK toplamak için buluşmak üzere ayrıldık…