-
Her pazar doğa yürüyüşü
- Patikatrek
- Haberler-Duyurular
- Her pazar doğa yürüyüşü
Her pazar doğa yürüyüşü
Hafta sonları yaptığımız doğa yuruyuslerinin hepsinin, ayrı güzellikte anlatılası yönleri vardır. Bizler faaliyete katılanlar olarak, bu güzellikleri birebir yaşarken bizi izleyen dostlarimiz da,(onlari fazla imrendirmeden ) bu güzelliğin sanal keyfini yasayabilsenler diye faaliyet notlarini yazılı hale getirir yayinlariz, veya anlatırız dost sohbetlerinde.. Sohbetlerin konusu ya gecmiş doğa yürüyüşlerinin unutulmayan anıları olur,ya da aramiza ilk kez katılan arkadaşlarimizin yaşadiklari ve bizim onlar hakkinda yaptigimiz gözlemler olur…Gectiğimiz hafta, yani 12 ŞUBAT 2006 Pazar Doğa Yürüyüşümüz de,anlatılası faaliyetlerimizden birisi oldu. Hafta içinde İzmir ve yoresinde yagan sağanak yağis ve Pazar günü sabah erken satlerde ki kapalı hava çoğu arkadaşamizi yatağa bağlamiş olmaliki,buna bir de maazeretleri dolayısıyla gelemeyeceklerini bildirenleri de eklersek katılım her zamankinden düşüktü. Ama aksine de hava ve parkurumuz çok güzeldi…
Sabah saat 08.30 Gaziemir meydanı buluşma noktamızdı..Saat 08.00 den itibaren gelen arkadaşlarımızla kahvede sıcak caylarımızı içerken,en son gelen arkadaşlarımızın da katılımıyla 09.00 da Doğa yürüyüşü faaliyetimiz de başlamış oldu.Cihanbeğendi Mağarsının kuzey hattından,Tırazlı vadisine girdiğimiz de Ilık kış guneşi, kendini hissettirmeye başlamıştı bile.. Aramıza ilk kez katılan Sevgili CAN ile Gaziemir’de başlayan sohbetimiz ancak vadi girişinde aralandı..Sebebi de vadinin yamaçlarından bize doğru yıldırım hızıyla havlayarak inen, 8-10 adetlik bir ÇOBAN köpeği sürüsüydü..Bir kaç haftadır denemeye dahi fırsat bulamadığım Köpek Kovucu aletimi cebimden telaşla çıkartmaya çalışırken Can da şaşkın gözlerle beni izlemekteydi. Köpekler bize yaklaştıkca, o da, bana biraz daha fazla yaklaşıyordu…Aletin Düğmesine basmamla köpeklerin hepsi çivilenmiş gibi oldukları yerde kalınca Can’ın şaşkınlığı biraz daha arttı.
Vadi boyunca çağlayarak akan dereleri atlayıp,Sarı başlı çiğdem çiçekleri ve tomurcukları henüz patlamaya yüz tutmuş dağ gullerini izleyerek devam etti yürüyüşümüz…RADAR tepe eteklerinde KAR da çiğnedik zaman zaman… İKİZ çınarlar yaylasında mola verdiğimiz de ıslak odunlar ile kamp ateşi yakmak için bir hayli zorlandık.Ama yakmayı da başardık…
Can gecen haftalardan Methini duydugu SUCUK pişirme işine koyulurken ben de kamp ocağımda “Bulgur Pilavı” pişirmeye başladım… Normal haller de 1-1,5 saat olan mola zamanını, yolda biraz Şelale fotografı biraz Sarı çiğdem biraz da kamp manzarası cekmek,yemek,çay falan derken 2 saate çıkardık…
Saat 15.15 de mola yerınden hareket ettiğimiz de geceye kalacağımız da belli olmuştu. "Olsun "dedi Abullah abi,"Bu gece dolunay var…" Yuruyusun son iki saatini Dolunay ısıgı altında,çam ormanları içinde keyfli sohbetler halinde bitirdik…Bir ara çam dalları arasından gorunup kaybolan dolunayı gorunce CAN, “ abi aynen Kurtlar vadisi gibi “ deyince gulustuk…
Kamptan ayrılırken termoslarımıza doldurdugumuz cayımızı yine ay ışıgı altında içtik…anılarımız paylaştık sırayla…zaman zaman siyasete de değinir olduk ama sonra vazgeçtik gecenin ve yuruyusun keyfini kaçırmamak için…
Sonra karar aldık, en yakın dolunay zamanında gece yuruyusu yapmaya ve İzmir’i gece fotoğraflamaya…