-
Fotoğraf dernekleri ve işlevleri
- Patikatrek
- Haberler-Duyurular
- Fotoğraf dernekleri ve işlevleri
Fotoğraf dernekleri ve işlevleri
"Behiç GÜNALAN ile söyleşiden..." Toplumda yakın zamanlara kadar çok yaygın bir ön kabul ile fotograf makinesi turisti çağrıştırırdı. Fotografın ve fotografçının, gündelik yaşam kültürümüzdeki yeri, yaşamdan işte öylesine uzak bir yerdeydi. Aslında, bu ön kabulün tamamen ortadan kalktığını da, söyleyemeyiz. Fotografçılara, varoş mahallelerinde, Anadolu’nun pek çok kent ve kasabasında onları hala turist sanıp söz atarlar.Buna karşın fotografın artık hepimizin hayatına bulaştığını söyleyebilirim. O virüs hayatımızın arka planında etkin bir biçimde çalışmaya başladı. Fotografın başta reklamcılık ve medya olmak üzere pek çok alanda yükselen değer olması bu yaygınlaşmayı ve ilgiyi önemli ölçüde tetikledi. Fotografçılık, saygın, kazançlı, istenen bir meslek oldu. Gelişen durum, elbette hızlı değişimi getirdi. Yanlış bir İslami inançla günah ya da sakıncalı sayılan fotograf, toplum tarafından hızla benimsendi, sevildi, önemli bir bölümün paylaşım kültürü haline geldi.
Dernekler, fotografın amatör ruhunun yaşadığı alanlardır. Bu nedenle dernekler fotografın vazgeçilmezidir. Aslında dernekler bir başka yaklaşımla disiplinin adıdır. Fotografçının gelişmesi ve başarısı, üretimin disipliniyle yakından ilişkilidir. Fotografçılık can sıkıntısını gideren bir eğlence değil, dört mevsim, yirmi dört saat, karda, yağmurda, aç, susuz ve uykusuz kalmayı göze almayı gerektiren özverili bir etkinliktir. Bu etkinlik ancak disiplin içinde, hayatınızda ayıracağınız önemli bir zaman içinde gelişebilir. Bu da dernek disiplinin kendisidir. Burada disiplin derken, sistemi ve sistemleşmeyi öngörüyorum. Günümüzün başarılı fotografçılarının büyük bir bölümünün alt yapısında dernekler vardır.
Eğitim, fotograf derneklerinin temel işlevleri arasında yer alır. Temel eğitimin dışında da, ileri düzey eğitim programları ile atölye çalışmalarını da bu temel işlevin arasına katmalıyız. Fotograf derneklerinin çatısı altında özgün fotograf atölyeleri de olmalı elbette. Ama ustaların birikimlerinden de yararlanılmalıdır. Aslında en ideal olanı, ustalarla dernekleri aynı çatı altında buluşturup bu sinerjinin paylaşılmasını sağlamaktır.El yordamıyla, deneme yanılmayla, bulduğuna sorup öğrenmeyle fotografçı olunmaz. Fotografçılık eğitim gerektirir; eğitimden sadece bilgi birikimiyle beynin değil, asıl gözün eğitimi de anlaşılmalıdır.
Bu süreç gözün bakma refleksinden, görme alışkanlığını kazanması sürecidir.Günümüzdeki iletişim ve ulaşım çeşitliğini göz önüne alırsak, dernekler yerel olmaktan kurtulmalı, enerjilerini dernekler arası bir sinerjiye dönüştürmek çabasına öncelik vermelidirler. Geçen yıl Gaziantep Fotograf Sanatı Derneği GAFSAD’ın Halfeti’de gerçekleştirdiği Fırat Fotografçılar Buluşması, bu yıl Mayıs ayı içinde Selçuklu Fotograf Derneği FotoSel’in Beyşehir’de gerçekleştireceği ‘Beyşehir Fotografçılar Buluşması’ iki güzel örnektir. Doğrusu, bu örneklerin çoğaltılmasını istemeliyiz.
Derneklere üye olma kriterlerinde de, hep söylediğim bir sözü burada da tekrar etmek istiyorum. Fotograf sadece üretmekten ibaret değildir; onun tüketim tarafını da düşünmemiz gerekir. Nasıl ki müzik dinlemek için, müzisyenlik, nota bilgisi gerekmiyorsa; fotografı sevmek, ilgilenmek, zaman ayırmak için de, fotografçı olmak gerekmiyor.
Ben hayatlarında hiç fotograf çekmemiş, ama derneklerin bütün etkinliklerine firesiz katılan, fotografa gönülden ilgi duyan onlarca, yüzlerce fotografsever biliyorum. Fotografı seven büyük bir çoğunluk var. Bir fotograf karesi tek bir fotografçı tarafından çekilir, ama binlerce fotograf sever tarafından beğenilip sevilir. Derneklerin tabana daha fazla tutunabilmesi için, fotografçı olmasalar bile nitelikli fotograf severlere kapılarını açmalıdırlar. Paylaşım siteleri, derneklerin artık ciddi rakipleridir. Paylaşım sitelerine kadar sınırları zorlasalar da derneklerin gerçek işlevlerini üstlenemezler, sanaldırlar.
Fotograf dernekleri de diğer sivil toplum kuruluşları gibi örgütlü, çok sesli ve katılımcı toplumların demirbaşıdırlar. Sendikalar, barolar, tabip odaları ne kadar gerekliyse; o kadar zorunluluktur. Bu nedenle fotograf dermekleri, fotograf paylaşım siteleri, üniversitelerimizin fotograf bölümlerini birbirinden ayırmamız, işlevlerini ayrı tutmamız gerekir. Yoksa sapla saman birbirine karışır.
Derneklerin bence bugün öncelik kazanan sorumlulukları, fotografın kalıcı tarihini yazmak olmalıdır. Kalıcı diyorum, bunun altını çizmek istiyorum. Evet, sergiler açılıyor, etkinlikler düzenleniyor, fotograf paylaşım sitelerinde fotograflar binlerce, on binlerce kişi tarafından izleniyor, yorumlanıyor, puanlanıyor. Bunların hepsi güzel, bunların hepsi doğru, peki ama geleceğe ne bırakılıyor?
Bu sanal alemdeki fotograflar elli yıl sonra olacak mı? Açılan sergilerden ve etkinliklerden fotograf adına elli yıl sonrasına çekilmiş anı fotograflarından başka ne kalabilecek? Tarihin biricik tanığı kağıttır. Nasıl ki bin yıllık el yazma eserleri, günümüze ulaşmayı başardıysa, geleceğe kalacak olan da sadece kağıttır. Bu nedenle kalıcı olmak için bütün fotografların basılı eserlere dönüşmesi gerekir.
Gerisi suya yazılmış yazıdır, gün gelir izi bile kalmaz. Dernekler bu birikime öncülük etmelidirler. Fotografları, kağıtla buluşturmalı, albümlerin, katalogların ve her türlü fotograf yayınlarının kitaplıklardaki yerlerini almasını sağlamalıdırlar.Derneklerin sorumlulukları bu kadar mı olmalı?
Sempozyum, yarışma, eğitim yapmasınlar mı?Dernekler neden sempozyum yapmasın? Neden yarışma düzenlemesin ya da yarışma organizasyonlarında öncülük etmesin? Bu etkinlikleri dernekler yapmazsa hangi kuruluşlar yapacak? Belediyeler mi? Holdingler mi? Sanayi ve Ticaret Odaları mı? Dernekler, bence konusu fotograf olan her etkinliğin doğru adresidir.Derneklerin, fotografın temel ve ileri düzey eğitimini vermelerine karşın, ‘Üniversitelerde bu kadar fotoğraf bölümü açılmışken, dernekler fotoğraf eğitimi vermeli midir?’ sorusu olmamalıdır. Eğer, eğitim fotograf okullarının işi dersek, binlerce fotograf severi, eğitimin dışında bırakırsınız. O zaman fotograf sadece üniversitelilerin olur. Oysa fotograf her yaştan, her cinsten, her dilden, her dinden herkesindir. Çağdaş yaşamda fotograf dernekleri bir deniz feneridir. Onlar fotografın dalgalı okyanusunda yol ve yön gösterirler.
Behiç GÜNALAN
Bu doküman [http://www.gaxxi.com/fotoritim/epanel] adresinden alınmıştır !..