Doğa,İnsan ve Doğa yürüyüşü

Doğa ve İnsan…Varoluş anından bugüne uzayıp giden bir ilişki…Birbirleri üzerine kurulmak istenen hakimiyet ve muhtaç olma durumu…Ve asırlardır  kafaları meşgul eden ama bir türlü doğru cevabı bulunamayan meşhur soru; Doğa mı insana hakimdir, yoksa  İnsan mı Doğaya ?  İnsanın mağaralarda yaşadığı ilkel dönemlerden bu güne aradan çok zaman geçti…Varoluş zamanlarında doğa olaylarının oluşunu kavrayamayan ve çaresiz kalan insan, doğanın içinde zayıf bir varlık olarak kaldı…Daha sonraki süreç içinde evrim geçirerek korunma içgüdüsünün de etkisiyle çareler üretmeye başladı.İnsanın doğa olaylarına karşı kendini koruyabilmesini ve bu yolda asırlardır sarf ettiği  çabalar sonucunda  yeteneklerini geliştirmesini anlarım.Ama, artık onun doğaya hakim olduğu anlamına gelecek yaklaşımlara  ise güler geçerim. İnsan derinlemesine tanımadığı, hele de bilimsel öğelere zıt, dogmatik değerlere tutunarak tanıdığını sandığı bir gücü nasıl kontrol edebilir ki…  ? Bir orman içinde, insanın vahşetinden kendini koruyamayacak durumda olan bir ağacı kesmek,yakmak veya onun varlığını her hangi bir şekilde yok etmeyi “doğaya hakim olmak “ olarak değerlendirmek cehaletten öteye gidemez.

Evrende var olan her canlı kendi soyunu ve türünü devam ettirme güdüsü ile yaşar…Soyunun yok olmasına karşı sürekli çareler geliştirir…  Şimdi size bir olay anlatayım, yorumsuz…Olaydan gerekli sonucu siz çıkartınız… Son yıllarda sokak hayvanlarının  yaşama hakkına saygı adı altında; onları  yıllar önce hunharca itlaf ederken, şimdi kısırlaştırma  yolunu seçtik değil mi ? Kısırlaştırılan sokak hayvanları üreme yetisinden uzak yaşamlarını devam ettiriyorlar doğru mu ? Şimdi can alıcı soru şu; kısırlaştırılamayanlar ne yapıyorlar acaba ? Çok değil benim çocukluğumda hayvanlar yılda bir kez yavru yapardı. Peki, şimdi öyle mi ? Bizim mahallede bir sokak kedisi  var,bu sene ikinci kez yavru yapacak… Ne dersiniz ? Acaba buna soyunu devam ettirebilme güdüsü diyebilir miyiz ?

Yıllardan beri doğayla iç içe ve uyumlu bir yaşamı seçtik.Ama bireysel olarak, ama grup olarak,  doğada yaptığımız yolculuklarda amacımız sadece doğanın içinde olabilmek veya doğanın dingin sessizliğinde huzur aramak olmadı.Son iki yıldan bu yana  PATİKATREK grubu olarak, düzenli bir şekilde, her Pazar günü doğa yürüyüşleri gerçekleştiriyoruz.Doğa yürüyüşlerimize sporcu arkadaşlarımızdan daha çok,kentin duvarları arasına sıkışıp kalmış,gelişen teknolojilerin doğadan ve doğallıktan uzaklaştırdığı modern kent insanları daha çok ilgi gösteriyor.Doğa yürüyüşlerimiz esnasında bu insanları sadece doğa yürüyüşleri hakkında bilgilendirmekle kalmıyoruz.Doğayı tanıma ve doğada hayatı idame ettirebilme kurallarını da onlara elimizden geldiğince aktarıyoruz… Pazar günlerini bizimle olmak için ayıran her bir katılımcımızın,doğa yürüyüşlerimiz esnasında sadece kendi sınırlarını keşfetmesini değil,doğanın içinde saklı olan gizleri de keşfetmesini sağlıyoruz… Günümüzde,insan organizmasının modern teknolojiler sonucunda kullanılmaya, kullanılmaya hantallaşan dayanıklılık, çeviklik, kuvvet ve yaratıcılık gibi bir çok yönünün gelişmesine ve yitirilen bazı yeteneklerin doğanın içinde uzun soluklu kalışlar ile asırlar önceki şekliyle  geri kazanımına bir nebze de olsa katkımız olsun istiyoruz….

Yukarıda sıraladığımız bu amaçlar doğrultusunda gerçekleşen  doğa yürüyüşlerimiz bazen yürüyüş olmaktan çıkıyor, yerinde ve uygulamalı bir eğitim öğretim okulu haline dönüyor…İşte bu yüzden olsa gerek  katılımcılarımız, Patikatrek ile yaptıkları doğa yürüyüşlerini ; “tanımadıkları ya da az tanıdıkları  birinin peşine tek sıra halinde dizilip, başını yerden kaldırmadan sürüp giden ve ha babam  yürümek olarak değil,içinde olunan çevreyi gözlemledikleri ve farkındalık seviyelerini geliştirdikleri bir nevi eğitim “ olarak tanımlıyorlar…Bizi diğer doğa yürüyüş gruplarından ayıran ve farklı kılan bu tanıma sonuna kadar bağlı kalıyor ve fazlasıyla tutunuyoruz ki, bizimle olmak isteyenlerin sayısı da her geçen gün artmakta…Bu yola adım attığımız ilk gün belirlediğimiz hedeflerimize bir,bir ulaşıyor olmamız, doğa ve insan için doğru işler yaptığımızın en belirgin kanıtı… Biz bu alanda bir MARKA olmayı hedefleyerek işe başladık…Bu gün,ismimiz şekilsel olarak  PATİKATREK adıyla tescillenmiş olsa da, bunun bizi anladığımız anlamda marka yapmaya yine de yetmeyeceğinin bilinciyle hareket ediyoruz…

Bu gün içinde bulunduğumuz camiada, kendimize ait, izlenme rekorlarını alt üst eden bir web sitemiz,bir forum sitemiz ve sayısı 2.000’ leri aşan bir izleyici kitlemizin olması bizi asla şımartmıyor,ilkelerimizden ve başlangıçta belirlediğimiz hedeflerden  saptırmıyor.En önemlisi de kısa sürede hızlı büyümenin getirdiği hazımsızlığı asla yaşamadık,yaşamıyoruz… Artık Doğa yürüyüşü dendiği zaman ilk akla gelen isim olmanın haklı gururunu yaşıyoruz…Çünkü biz işimizi severek ve karşılık beklemeden yapıyoruz… Çünkü biz,Doğa sporları içinde en basit bir dal olarak algılanan doğa yürüyüşlerinin, alışılmışın dışında ve ciddiyetle yapılması  gerektiğine inanıyoruz… Çünkü biz, doğa yürüyüşlerimizde, sporun  içine eğlenceyi ve eğlenirken öğrenmeyi de katıyoruz. Eğlenceli ve hoşça vakit geçirilebilir faaliyetler haline dönüştürdüğümüz doğa yürüyüşlerimizde arkadaşlarımızın  bir birleri ile olan ilişkilerinin sağlıklı bir yapıda sürmesi ve iletişimlerinin gelişmesi için gayret sarf ederek,onların sosyalleşmesine de imkan yaratıyoruz…Grup üyelerimizin arkadaşlık ilişkilerinin uzun soluklu olması,ilişkinin işte bu ilkeli ve sağlam temeller üzerine kurulmasından kaynaklanıyor olsa gerek. 

Biz hızlı ve sağlıklı büyüyen büyük bir aileyiz…Sahip olduğumuz her şey saf sevgi üzerine kurulu ve doğal… Yani sözün özü hormonlu değil…Bizi biz yapan ve farklı kılan da işte bu…

2007 – 2008 Doğa yürüyüşleri sezonu,grubumuza ve bu sporu yapan herkese hayırlı uğurlu olsun. Dere tepe düz diyerek kendini doğaya atanların hiç birinin ayağına en ufak bir taş bile değmesin…

Doğanın içinde çıktığınız KEŞİF YOLUNUZ DAİMA AÇIK ve AYDINLIK OLSUN…

 
PATİKATREK Doğa Sporları
Zeynel AYDIN