-
Doğa yürüyüşleri ve Kalite
- Patikatrek
- Haberler-Duyurular
- Doğa yürüyüşleri ve Kalite
Doğa yürüyüşleri ve Kalite
Uzun zamandan beri,bu sayfa içinde size gelenekselleştirerek anlattığımız ve anlatarak paylaştığımız hafta sonu doğa yürüyüşü notları zaman zaman aksadı.Her pazartesi günü bu anlatımlarımızın müdavimleri ısrarla arayıp sorar oldu,”Nerede günce “ diye… Belki ilk kez bu hafta hemen, daha terimiz bile kurumadan,pazarın aksamında ilgiyle takip ettiğiniz güncemizi kaleme alıyorum. Çünkü sebebi var…Çünkü heyecanlıyım… Çünkü gururluyum ve onurlandım… Bu günden, yani bu Pazar gerçekleşen Bayramlar-Kandil Tepe (1.270 m )-Yiğitler doğa yürüyüşümüzden inanılmaz keyif aldım… Tüm ekip arkadaşlarımla gurur duydum ve onurlandım… Duyduğum heyecan ve gurur tablosunun katsayısı o kadar çok yüksek ki, kelimeleri hala sıraya koymakta zorlanıyorum…
Bu hafta olağan programımız BAYINDIR-DEDEDAĞ rotası idi.Ancak Rotanın zorluk derecesini düşünerek biraz da yörenin bahar yeşiline bürünmesini bekleme kararımızdan dolayı, bu sene üç kez, tam da rotanın dibinde değişiklikler yaparak bir türlü yürüyemediğimiz BAYRAMLAR – KANDİL Tepe (Çıplak Dağ) –Ören rotamızı bu hafta yürümek kararı aldık.
Sabah çaylarımızı BAYRAMLAR köyündeki köy kahvesinde yudumlayıp rotaya girdiğimiz de arkamızdan bir başka grubun daha aynı rotaya girmek üzere olduğunu gördük.Biz olduk olası farklı grupların bir arada olmasının sıkıntılarını yasayan ve bilenlerden olduğumuz için, rotamızdan sapmadan patika değişiklikleri yapmak durumunda kaldık.Ama zaman zaman kesişen rotalarımız üzerinde birlikte yürüdüğümüz anlar da oldu. Geçmişten gelen eski dostlukları bir kez daha, kısa da olsa yad ettik. Grup uyumu ahenk ve disiplini koruyabilmek için klasik rotadan saparak ara patikalara girmek durumunda kaldık. İşte tam böyle anlarda, arkadaşlarımın, aldığımız bu kararı desteklemeleri beni çok ama çok mutlu etti.Öyle ki rotanın zorluk derecesi artmasına rağmen en ufak bir şikayette bulunmayarak, doğada ve doğa yürüyüşlerinde olabilecek en güzel ekip uyumu örneklerini sergilediler.Doğa yürüyüşlerinin öyle hafife alınır bir spor olmadığını,ciddiyetle ve disiplinle yapılması gerektiğini örnek davranışlar ile gösterdiler.Bu haklı gurur ve onur sadece benim değil… Bütün ekibin…Bütün grubumuzun.
Bu sporun bir yarışma olmadığını,yardımlaşma, paylaşma,arkadaşlık ve sevgi bağları içinde ciddiyetle yapılması gereken bir ekip sporu olduğunu adeta düşman çatlatırcasına ispatlayan tüm ekip arkadaşlarıma teşekkürü borç biliyorum..Şahsım ve grubumuzun adına…Bütün doğa yürüyüş ekibimizin, bu vakur davranış örnekleri Gerçek BÜYÜKLÜĞÜN asla sayısal çokluk olmadığını gösteren,adeta ispatlayan güzel bir örnekti. 1.270 m.lik Kandil Tepenin dik yamaçlarında büyük bir disiplinle ve uyum içinde yapılan ahenkli tırmanışımız, bizi izleyen yabancı gözlerin de dikkatinden kaçmadı.
Öğle molamızı KANDİL tepenin zirvesinde muhteşem bir manzara eşliğinde yaptık.Ama mola öncesi Sevgili Necmi’nin rota haritasını yere sererek bütün grubu toplayıp,harita ve harita kullanımı konusunda uygulamalı anlatımı gerçekten görülmesi gereken bir başka gurur kaynağıydı.Bütün ekibin harita üzerinde çevre tepelerin yerlerini görmesi ve yön tespiti, bence kaçırılmaması gereken önemli bir ders oldu. Bir yanda MAHMUT dağının muhteşem görüntüsü,bir yanda DEDE Dağ’ın dikkat çeken kütlesi ve diğer yanda Kamberler köyünün 1.270 m den izlenen manzarası eşliğinde yemeklerimizi yedik.Yemeklerin çeşitliliğini anlatmaya zaten gerek yok…Bu satırları izleyip okuyan herkes konuya aşina… Ama bir şey var ki değinilmeden geçilirse bence haksızlık olur.Aramıza bu hafta katılan Sevgili BORA, sırt çantasından bir galon turşu çıkarınca bütün gözler fal taşı gibi açıldı… Alemsin BORA… Ve iyi ki seni tanıdık ve iyi ki bu ilk deneyimini yaşama keyfini bizimle yaparak bize de yaşattın. Bora’nın yanında bizimle bu hafta ilk kez doğa yürüyüşüne gelen diğer dostlar,sevgili Ahmet ve Sevgili Oktay sizler de kocaman bir tebriği çoktan hak ettiniz.
Doğa yürüyüşümüzün öğleden sonraki bölümü meşe ormanları içinden ve sırt hattından iki vadiyi görerek ve uzaklardaki Kemalpaşa ve Turgutlu ovalarını izleyerek devam etti.Akşam çaylarımızı ise saat 17.45 gibi indiğimiz Ahmalı mahallesi meydanındaki köy kahvelerinde yudumladık.Yönümüzü İzmir’e doğru döndüğümüzde ise araç içinde hala halay çeken dostların olması ve onca yorgunluğa rağmen türküler eşliğinde yapılan dönüş yolculuğu ayrı bir bahis konusu…
Bir yıldan fazla ve kişisel bir beklenti içinde olmadan fedakarca ektiklerimizin, yepyeni tazecik tomurcuklar olarak geri dönüşünü görmek yaşanılası ve ayrıcalık yaratan bir keyif.Bu keyfi bize yaşatanlara sonsuz teşekkürler.
Haftaya Spil kampımızda bu keyfi ve yeni keyifleri birlikte yaşamak umudu ve dilekleri ile…