-
Bir Doğa yürüyüşü nasıl keyifli olur ?
- Patikatrek
- Haberler-Duyurular
- Bir Doğa yürüyüşü nasıl keyifli olur ?
Bir Doğa yürüyüşü nasıl keyifli olur ?
Günesli ve ılık bir sonbahar pazar; Renkli enstanteneler, zirve tırmanısı ile süslenmiş bir doğa yürüyüşü ve damaklarda kalan unutulmaz tadlarıyla nefis yemeklerin oluşturduğu,şarkılı türkülü halaylı bir öğle molası. Yürüyüş rotası boyunca hiç eksilmeyen, dağların yamaçlarında yankılanan, şen kahkahalar… Müthiş bir dostluk ve arkadaşlık ortamı…İyi bir doğa yürüyüşü için başka ne lazım olur ve ne aranır ki ? Doğrusunu isterseniz bu satırları okuyan gurubu tanımadan dışarıdan takip eden birisi olsam asla yazılanlara inanmaz “iyi reklam yapıyorlar…kendilerini iyi pazarlıyorlar “ derim… Ama, bizim böyle bir pazarlamaya ihtiyacımız olmadığı için “ biz,bizi tanıyoruz,bizi tanımak isteyen de, gelir katılır aramıza,kendi gözleri ile görür, bizi tanır “ der, geceriz…
Ara da bir, yazdıgım notlarım arasında,satır aralarına sıkıstırarak, kısaca da olsa değinirim… Bu grubun kalite farkına…Günün bütün yorgunluguna rağmen aksam eve geldigimde gelecek pazarı düsünmeye baslarım hep… “Neden ?” derseniz,grubu ve grup arkadaşlarımla olmayı özlediğimden derim… Doğa yürüyüşü esnasında,molalarda ve sonrasında hepsini ayrı ayrı gözlemler,izlerim… Cünkü, onlar benim “ KUZUCUKLARIM..”
SPİL dağı doğa yürüyüşümüz de bir öncekilerin üzerine yeni ilaveler de koyarak daha güzel ve biraz daha keyifli gecti…
Delili mi ? işte Sevgili Oğuz’un kaleminden ve kendine has uslubu ile noktasına virgülüne dokunmadan bu haftaki “ DOGA YÜRÜYÜŞÜ NOTLARI “ …
Merhaba Arkadaşlar,
Sizlere ne kadar müteşekkirim bilemezsiniz.Bu yazımın başlığını (Hülya hanımdan kopyalanmış alıntıyla) PATİKATREKDAŞLARIN BESLENME KAMPI olarak düşündüm. Bu başlığı secmemdeki amacımı, yazımın ilerleyen bölümlerinde anlayacaksınız ve müteşekkirlerimi de işte bu sebeple sunuyorum.
Bu hafta,bence iki kişi, haftaya damga vurdu ve bunları da söyledikleri vecizeleriyle yaptılar. Birinci arkadaşımız Sevda, tırmanışta,ikinci arkadaşımız Eren de inişte kullandılar bu not edilesi sözleri.Birazdan sırası gelince değineceğim…
Bu haftaki doğa yürüyüşümüz, üç minübüs dolusu Patikatrekdaş ile başladı.Spil dağının eteklerine gelmeden, SÜTCÜLER beldesinde klasikleşmiş ve kemikleşmiş, herkesin zevk aldığı,çay molasıyla başladık güne. Patikatrekdaş’ların masalarında sabah kahvaltısı niyetine sergiledikleri yiyeceklerin görüntüsü sıradışı bir gün daha yaşayacağımızın açık işaretlerini veriyordu…Bir ara baktım ki, bir köşede''Ali abi,Birol abi ve bir kişi daha vardı havuzbaşında ve izmir’in meşhur boyoz ve poğaçalarını götürüyorlardı mideye.
Derken,Hayati abinin,yan masadan yüksek bir sesle yaptığı davet üzerine,masa üstünde süzülerek bana bakan ve “beni ye “ der gibi duran su böreğinin, nasıl yenmesi gerektiği konusunda masadakilere birifing vermem istendi. Ve ben, üstün sorumluluk anlayışım ile Birol abiden de önce davranarak durumu şekil şekil gösteren bir sunum yaptım. Kalhvaltı için durduğumuz SÜTCÜLER köy kahvelerini adeta bir podyum gibi kullanarak,minübüsden inen, Patikatrekdaşların sevimli maskotu olan Hale'nin yeni aldığı kıyafetlerin sunumu da yapıldı.
Minübüslerle Spil'in eteklerindeki Beşpınar köyüne nihayet geldiğimizde, fotoğraf grubumuzla yolalrımızı ayırdık ve harika geçen bir doğa yürüyüş gününe daha başladık.Tepeleri aşıp,mesafeleri bir bir katederken,Zeynel hocanın fotoğraf çekimi yapacağını duyurması ile herkes tek tek müsamere cocukları gibi sıralanmaya başladığında,ben de hemen koşup ön sıralardaki yerimi aldım ve bu sırada yeni aldığım botlarımı da test ettim.. ve su geçirmediklerini gördüm.
Fotoğraf çekildikten sonra,arkadan gelen 2.5 desibel şiddetindeki müthiş kahkaha üzerine (kahkahayı atan,bence patikatrekdaşların en iyi kahkaha atanı Mehtap'tı (bayan Güzide Kasacı).. arkaya dönüp baktığımda ardından gelen ikinci güçlü kahkaha (Naciye'nin gönderdiği) karşısında afalladım ve olayı kaçırdığım için kendime çok kızdım.Bu kızgınlığımı, yürüyüşümüzü devam ettirirken mutluluğa çeviren,yukarıda bahsettiğim günün ilk vecizesini,büyük bir felsefeci düşünür gibi, Karayolcu Sevda patlattı.''Karayolcu olunmaz,Karayolcu doğulur''. Diyerek…Bence harikaydın Sevda.
Aynı fikre katılıyormusun Birol abi? Düşünürken şunları da unutma bence:
1)Bir insan düşün ki,çalıştığı devlet dairesinin reklamını bundan daha iyi nasıl yapabilsin? Cevap:Sevda.
Ben senden bir dahaki yürüyüşümüzde,Karayolları tarihçesini de dinlemek isterim ve umarım benim bu naçizane isteğimi geri çevirmezsin Sevda.
Yürüyüşümüzün sonlarına gelip de zirveye ulaştığımızda,bir de ne göreyim, zirveye, varlıgını bile belli etmeden ulaşmış bir Hale ve zirvede bulunan gözlem kulesindeki direği, adeta ibadet eder gibi (zirve sarhoşluğuyla olsa gerek ) öperek, enstanteneyi tamamlayan yine Hale. İki hafta öncenin asi kızı HALE gitmis, yerine bambaşka bir Hale gelmiş…Kutlarım Hale…Bir ara oturalım da, bu değişimin gercek nedenini bana anlat… sevinirim…
Zirvedeki bu güzel görüntülü anlar, şiddetli ve üşüterek esen rüzgar dolayısıyla çabuk bitti. 1.500 m oldugunu öğrendiğim SPİL zirvesini geride bırakıp büyük mola yerine saat 14.00 de nihayet vardık.
Ne mola oldu ama.Müthiş bir yiyecek sergisinde gibiydim sanki.Arkadaşların hepsi öyle bir sofra açmışlardı ki, ne tarafa yönelsem harika görüntüler görüyordum.Sanki açık büfe bir yemek şöleniydi. Arkadaşlar,benim ve grubun diğer açlarını,bu kadar emek dökerek yapılmış yiyeceklerle beslemeniz karşısında, sizlere nasıl müteşekkir kalmayayım, siz söyleyin bana. Sizlerden isteğim,bu görevinizi daima ve eksiksiz yerine getirmeniz. Başarılı olmanın yegane göstergesi budur, unutmayın. Ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim, en güzel sofra Nalan hanımın açtığı sofraydı.Tabii bir de herzaman beslenmem için özen gösteren;başta Filiz,Sadık'ın annesi,bu seferki mercimek köfte katkısıyla Dilek, İnci hanımın takviyesi lahana sarması,Naciye'den gelen özel imalat çemen,Hocadan gelen kıymalı börek,Hale'den gelen havuclu kek, Duygu'dan gelen poğaça,Eren hocanın nihayet getirebildiği ve üç haftadır sabırla beklediğimiz baklava ve Hayati abinin C vitamini takviyesi mandalinleri için teşekkür ediyorum ve herkese “elleriniz dert görmesin “ diyorum.
Bu molamızda ayrıca,Patikatrekdaşların büyük saz üstadı Birol abiden gelen nağmeler ve Dilek'in söylediği ve Eren hocanın katıldığı türkü şöleniyle bize bir festival havası daha yaşattılar. Kurtlarımızın bir kısmını döktük yani.Bu kurt dökme seansına şahsen davet ettiğim Naciye'nin buna,adeta Kırkpınar’a cıkan pehlivan edasıyla peşrev çekerek karşılık vermesi bana peşin peşin “ pes “ dedirtti….Nasıl demeyim Arkadaşlar, ben salakmıyım onunla güreşe gireyim.Kesin kırardı bir tarafımı.
Bu müthiş geçen molamızın ardından dönüş yoluna geçtiğimizde, mantar toplanılmaması karşısında afallayan Hayati abinin,bunu kuşburnu toplayarak telafi etmesi ayrı bir olaydı. Dedim ya dönüş yolu,festival bitişinin ve dopdolu bir midenin karşısında bir de yeni aldığım botlarımın bileklerimi mahvetmesi sonucunda tam bir ızdırap yaşattı bana. İlerleyen dakikalarda,yürüyüşte,geriye düştüğümde artçı konumunda Eren hocayı gördüm ve eşi de artık pes etmek üzereyken günün ikinci vecizesinin ortamı da oluşuyordu yavaş yavaş. Eren hoca artık zorlanan eşine bazı rahatlatıcı sözlerle son bir moral desteği verirken,botlarından ızdırap görmeye başlamış olan ben de,aynı desteği istediğim de,Eren hocadan günün ikinci bombası olan vecizesi geldi .'Sende kızları düşün'. .. Abi sen harikasın ya.Yeterince çözüm olmasa da beni çok güldürdün inan….Ayrıca şunu da belirteyim ki Eren hoca, şu aldığın bir kilo baklavayla kurtulamazsın.Hem de iş arkadaşların bile bunun farkındayken.Yazık değil mi, onları da mutlu etsene be abi ve bir seferlik daha midemiz dolmadan bir kilo daha getirirsen olayı çözümlersin.Öyle taşıyamıyorum bahanesini de uydurma lütfen,ben taşırım.
Dönüş bitip de köye ulaştığımızda,Hale'nin bizlere çay servisi yapmasıbize duygulu anlar yasattı ..Hale,on parmağında dokuz marifetinin olduğunu gösterdi bize. Onuncu,olmayan marifetinin ne olduğunu siz bulun arkadaşlar.
Evet arkadaşlar, biliyorum, biraz uzun bir yazı oldu. Ama,haftaya aranızda olmayacağım için sizlere özlem giderici ve harika bir günün görüşlerini ileteyim istedim.
Hepinize teşekkür ediyor,bir daha ki doğa yürüyüşümüzde buluşmak üzere “hoşçakalın “ diyorum.
OĞUZ