-
Doğa Yürüyüşü nedir
Doğa yürüyüşleri doğada yapılan sporlar arasında en az riskli ve en keyifli olan günübirlik açık alan yürüyüşlerine verilen isimdir.
- Patikatrek
- Faydalı Bilgiler
- Doğa Yürüyüşü nedir
Doğa Yürüyüşü nedir
İngilizce adıyla Trekking olarak bildiğimiz ancak yanlış tanımlanmış olması sebebiyle hep yanılgıya düştüğümüz Türkçe adıyla “Doğa yürüyüşleri” nin İngilizce karşılığı aslında “Hiking” olup, doğayla iç içe ve mesafeleri yürüyerek aşacağınız, üst düzey herhangi bir beceri gerektirmeyen günübirlik yapılan bir spor türüdür. Yanlış tanımlanan adıyla Trekking ise dağlarda konaklama ve barınmayı da içine alan bir günden fazla süreler içinde gerçekleşen yürüyüş sınıfıdır...
Çoğunlukla dağcılıkla ve tırmanmayla karıştırılan Doğa Yürüyüşü, kendini dinç hisseden, sağlık problemi olmayan her yaş grubundan insanın katılabileceği türden bir etkinliktir. Türkiye’de doğa yürüyüşleri, batılı turistlere yönelik organizasyonlarla başladı. Seyahat acenteleri her yıl binlerce turisti Kaçkarlar’da, Toroslar’da, Kapadokya’da dolaştırdılar. Halen de dolaştırıyorlar.
Türkiye’de bu etkinliklere, son yıllara kadar sadece dağcılık kulüpleri üyeleri katılıyordu. Şimdi klasik tatil türlerinden sıkılan her kesimden yerli turist ve hafta sonu, monoton şehir yaşamının ağırlığından, zamanla yarışın yarattığı stresten sıkılan her yaş ve meslek grubundan insan değişik organizasyonlarla soluğu doğa yürüyüşlerinde alıyor. Doğayla iç içe spor yapmanın keyfini alan modern şehir insanı için “doğa yürüyüşü” giderek bir tutkuya dönüşüyor.
Nasıl ki, her işimizin eksik bir yönü olursa, insanımızın yaşamına yeni girmekte olan bu spor dalının da, uygulama kısmında giderilmesi gereken eksiklerimiz oldukça fazla… Bu tip faaliyetler, geçim kaynağı haline dönüştürüldüğünde, yetkisiz ve bilinçsiz insanların elinde kaldığında, yasal dayanaklardan uzak organizasyonlar ile maalesef çok tehlikeli bir hale de dönüşebiliyor…
Ülkemizde Trekking faaliyetleri, çoğunlukla Dağcılık spor kulüpleri tarafından veya dernekler aracılığıyla organize edilirken, Turizm Seyahat acenteleri tarafından da organize ediliyor.
Kent yaşamının hızlı koşuşturması,insan kalabalıkları,trafik keşmekeşi,kirli hava,hayat pahalılığı, işsizlik gibi günlük yaşamı çekilmez kılan sorunlar, kenti insanının, modern çağın hastalığı STRES'in pençesinden kaçıp kurtulmasını da zorlaştırıyor.
Kış mevsiminin gelişiyle birlikte bu sorunlar yumağı adeta katlanarak çoğalırken, şehrin kapalı mekanları arasında sıkışıp kalmaktan kurtulmak isteyenler için Doğa Yürüyüşleri bulunmaz bir fırsat. Dağlarımızın olağanüstü güzelliği, bitki ve çiçek örtüsü, buzul gölleri, nehirleri, çıkılası zirveleri ve tüm yaban hayatı Doğa yürüyüşlerinin unutulmaz parçalarını oluşturuyor. Öyle anlar var ki, Doğa yürüyüşleri esnasında bir günde dört mevsimi yaşayarak, doğayı daha iyi tanımak mümkün olabilmekte... Yaşadığınız kentin el değmemiş yörelerini geziyor, küçük dağ köylerini, gizli cennetlerini keşfediyor, dağlarını, yaylalarını ve eski medeniyetlerden kalmış harabelerini dahi ziyaret etme ve görme imkânı bulabiliyorsunuz...
Dağlarda ve yürüyüş rotaları üzerindeki yeşilin her tonu, binlerce çeşit çiçek, dünyanın en nadide kelebekleri, sevimli dağ keçileri, misafirperver yayla halkı, sizi bazen şaşkın bazen da sevgiyle ve ikramlarla karşılıyor… Bir doğa yürüyüşünü çekici ve her zaman tekrar edilebilecek bir faaliyet haline getiren birinci unsur tabi ki Rehberlik oluyor… Doğa Yürüyüşü grupları, her zaman Dağ ve Doğa Rehberleri tarafından yönlendiriliyor. İyi Bir rehberin, Teknik bilgi ve becerilerine ilave olarak, sosyal ilişkiler ve iletişim kurma becerilerinin de güçlü olması gerekiyor.
Eğer güvendiğiniz ve inandığınız bir rehberin arkasında doğa yürüyüşü faaliyeti gerçekleştiriyorsanız, endişelerden uzak ve doğayla daha fazla iç içe olma fırsatı da bulacaksınız demektir… Onca yolu yürümüş olmanıza rağmen, dönüş yolunda etrafınızda oturanların gözlerinin içinin güldüğünü, yanakların renklendiğini görebiliyorsanız,belkide dünyanın en ucuz sportif faaliyeti olan doğa yürüyüşlerinin ne kadar çok severek yapıldığınıda anlamış olacaksınız
İster tek başınıza,ister arkadaşlarınızla,isterseniz ailecek böyle bir faaliyetin içinde olmak,koca bir haftanın yorgunluğunu, vahşi doğanın içinde saçlarınızı okşayan rüzgarla uğurlamak, gelecek bir hafta için, size yetecek oksijeni depolamış olarak şehre dönmek isterseniz, Bekleriz efendim… size bir telefon kadar uzaktayız…
Bir doğa Yürüyüşü Güncesi
29 Ocak 2006 günü sabah 08.00 İzmir den hareket eden ekibimiz Karlar içinde ve buz bağlamış sokaklarında yürümenin dahi zor oldugu Kemalpaşa Dereköy'e ulaştıgında saat 09.15 olmuştu.Osman'ın kahvesinde odun sobası yanıyordu ve kahve sıcacıktı..Henüz sigara dumanı yoğunluğuna ulaşmamış olan kahvede içilen taze çaylar,ekibimize dışarıdaki ayaz soğuğunu çoktan unutturmuştu bile..Çaylar peşpeşe içildi ,termoslara sıcak sular dolduruldu,Kar tozlukları takıldı ve saat 09.45 de Doğa yürüyüşümüz başladı.
Sokak içlerinde nerdeyse Krampon bağlanıp yurunecek kadar sert buzda düşmemek için büyük gayret göstererek Kirazlıdere ye girdiğimizde kar dokusu yumusak ama kar yuksekliği de artmaya başladı.Eğitim grubu eğitim için uygun kar yapısına ulasana kadar bizimle birlikte ormanın derinliklerina kadar yürüdüler.Orman içinde yer yer 30 Cm ye ulasan karda uygun alan bulan ekip yürüyüş grubundan ayrılarak,Karda yürüyüş teknikleri, tırmanış, iniş ve yan geçiş teknikleri.kazma kullanma,karbabası ve emniyet alma gibi konularda eğitim çalışmalarına devam ederken yürüyüş grubumuz da MAHMUT boynuna doğru tırmanmaya basladı.Yer yer 50-60 Cm ye ulasan kar yüksekliği ve yumusak kar yapısı ,yuruyus tempomuzu etkilediği gibi,ruzgarında etkisiyle patikalar uzerine yıgılan kar birikintileri yürüyüşü biraz riskli hale de getirmeye başlıyordu..Buna ragmen Mahmut boynuna ulaşan Doğa Yürüyüşü ekibimiz,kar yüksekliğinin daha da yükselmesi üzerine daha fazla risk almamak için dönüşe geçti..
Dönüş yolunda Eğitim grubunun da katılmasıyla uygun bir alan üzerinde kamp ateşi yakılarak bütün grup, nefis bir SUCUK MANGAL ziyafeti yaptılar..Bir ara sucuk kuyrugunda yığılmalar olsa da,ateşin de uygun hale gelmesiyle ve hızlı bir servis sonrası herkes bir çam ağacının dibinde Ilık guneşin keyfini çıkarttı.Kömür ateşinde demlenen çaylar ve kahveler içildikten sonra,güneşin de alçalması sonucu birden bire soğumaya başlayan ormandan hızla ayrılarak Dereköye gelindi ve Akşam güneşi altında içilen son çaylarlarla birlikte bütün grup İzmir'e dönüşe geçti...
Haftaya DEĞİRMENDERE-KARACADAĞ doğa yürüyüşünde buluşmak üzere randevulaşılarak, herkes şehrin kömür kokan sokaklarında birer birer ayrılarak evinin yolunu tutdu.