-
Dağ hastalıkları ve Korunma
Dağ hastalıklarına yakalanmak çoğu zaman elimizde olmayan bir sebeple de çıkabilir karşımıza
- Patikatrek
- Faydalı Bilgiler
- Dağ hastalıkları ve Korunma
Dağ hastalıkları ve Korunma
Bir çoğumuzun alışık olmadığı yaşam alanları olan doğada spor veya tırmanış yapanları bekleyen risklerin başında gelen dağ hastalıklarının neler olduğunu isimleri,oluş sebepleri ve sonuçları ile birlikte bir önceki seminer notlarımızda paylaştık.Burada ise size dağ hastalıklarından korunma yollarının neler olduğuna değinerek bilgimiz dahilinde sizlerle paylaşacağız. Bu bilgilerin tam koruma için yeterli olmadığını ve dağ hastalıklarının kişinin ruhsal ve psikolojik durumuna göre değişken zamanlarda karşınıza çıkabileceğini de unutmayınız.
2.400 m rakım ve üzerinde karşılaşma ihtimalinizin yüksek olduğunu unutmadan aşağıdaki önerileri dikkate alarak hareket ediniz.Sinüzit hastalığı olanların yüksek tırmanışlara gitmemesini örerek bir giriş yapalım... Tırmanış veya yürüyüşler anında Metodik nefese uygun tırmanma ritmini yakalamanız gerektiğini asla unutmayın. Nefes almalar zorlaştıkça istirahat ve mola sürelerini de aynı oranda sıklaştırınız. Her 20 – 30 dakikada 1 - 2 bardak su içmeyi asla ihmal etmeyiniz. Kan şekerinin ani yükselmesini önlemek için basit şekerler yerine incir , kuru üzüm , kaysı , kuru dut, hurma keçiboynuzu gibi enerji verici yiyecekleri yemeyi tercih ediniz. Dağda kalma sürenize uygun program dahilinde Aklimatize olmaya çalışınız. Beslenmenize dikkat ediniz.Şayet hastalık belirtileri başlıyor ise rakım düşürmek gerektiğini ve minimum 400-500 m alçalmanızın bir zorunluluk olduğunu,ihmal veya yükselmeye devam etmenin hayati risk içerdiğini aklınızdan çıkartmayın. Hastalığın başladığı noktaya, sendeleme geçidi denilmektedir ki o yüksekliği not ediniz.
Oksijen borçlanmasına girmeden yürümek için ;
• Adımlar kısa ve yavaş olmalıdır .
• Nefes almalar sıklaştıkça ve yorulmalar artıkça yürüyüş temposu düşürülmelidir .
• Baton kulanılarak ayakların üzerine binen vücut ağırlığını düşürülmelidir . Baton iyi kulanıldığında, taşınan ağırliği 1/3 oranında düşürmektedir .
• Nefes alma zorlaştıkça akciğerlerde biriken karbondioksitin dışarı atılması için derin derin solumak gereklidir
DOĞA SPORLARINDA SIVI ALIMI
Doğa sporlarında susuzluk ; vücutda yapım ve yıkım süreçlerinin başlamasında en önemli etkendir. Vücudun yaklaşık % 60 ’ ı tuzlu sudan oluşmaktadır.
Vücudumuzdan bir gün içinde ; deriden 500 cc, akciğerden 300cc, böbrekten 1500 cc , barsaktan 200 cc olmak uzere toplam 2.500 cc su atılır ve atılan suyun yaklaşık olarak, 1500 cc’si doğrudan içeceklerden, 1000 cc’si besinlerden temin edilir.
Vücut tarafından alınan su ;
Eklemlerin yağlanmasında , kanın akışkanlığının sağlanmasında , alınan besinlerin yakılmasında , beyin ve diğer hayati organlara oksijen taşınmasında , hücrelerin nemli kalmasında , ısı balansında kulanılmaktadır .
Su ve sıvı ihtiyacımızı ; susadığımız zaman değil de , her 20 –30 dakikada , ağız dolusu ( 3 yudum ) su içerek karşılamak en doğru yöntemdir.
Vücutda meydana gelecek bir sıvı kaybının ; % 3 ’ ü ; fiziksel performansın kayıbına. % 5 ’ i ; konsantrasyon bozukluğuna. % 8 ’ i ; baş dönmesi , ve aşırı yorgunluğa . % 10 ‘ u ve fazlası ; kas spazmı , aşırı yorgunluk , dolaşım ve böbrek fonksiyonlarının bozulmasına yol açar .
Sıvı kaybının belirtileri :
• Ağız , dil , boğaz yanar ve kurur .
• Yutkunmak güçleşir .
• Bayılma nöbetleri , aşırı baş ağrısı ve baş dönmesi oluşur .
• Kusmalı yada kusmasız midde bulantıları oluşur .
• Aşırı yorgunluk ve güçsüzlük hissedilir .
• Adelelerde kramplar meydana gelir .
• Beslenirken alınan gıda uzun zaman ağızda çiğnenmesine rağmen yutmada zorluk çekilir .
• Yeterli derecede idrar yapılmaz .
• İdrarın rengi, normal renginden daha koyu olur ve yapılan idrar miktarında düşme olur .
Bu belirtiler vücutta sıvı miktarının azaldığını gösterir .Böyle anlarda elektrolit yönünden zengin sıvı takviyesi gereklidir.